Türk Medeniyeti Tarihi

Ziya Gökalp

Türk Medeniyeti Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Türk Medeniyeti Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türk Medeniyeti Tarihi kitap alıntılarını, Türk Medeniyeti Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Eskiden beri birçok kavimler, iller ve aşiretler akın ve çapullarla zengin olmuşlardır. Eski Türklerin geçinme yollarından biri de, maalesef bunlardı. Charles Gide, hırsızlığı bile iktisadi bir üretim kurumu sayıyor. O halde akın ve çapul da bir nevi(tür) iktisadi üretim menbaları sayılabilir. Bunlar, eski medeniyetlerde "normal" kurumlardı; fakat bugünkü medeniyette "normal" değil, marazidir(hastalıklı, yanlıştır). Mamafih(gerçi), bugünkü günde de en medeni milletler harp esnasında, akın ve çapulun en eşnasını(çirkinini) yapmıyorlar mı?
Sayfa 29 - Ötüken Neşriyat
Eski Türklerde büyük bir iş yapan adama tarhanlık rütbesi verilirdi. Tarhan, dokuz cinayete kadar işleyeceği suçlardan muaftı. Hükümdarın huzuruna izinsiz girip çıkabilirdi ve bu imtiyazları dokuzuncu göbeğe kadar evladına kalırdı.
Sayfa 353 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Şark Türkleri aka gök, karaya yağız derlerdi: Gök Tanrı, Yağız Yer gibi. Türkler en eski devirlerde bu tasnife muhtaç değillerdi. Çünkü o zamanın Türk teşkilatında ilin bütün ikincil zümreleri ve fertleri birbirine eşittiler. O zaman, kara budun, kara ulus, kara gün gibi tabirler ve tabirlerin gösterdiği mahkum zümreler yoktu; Erlik Han ve onun saltanat sürdüğü yeraltı dünyası da yoktu. Fakat er geç bu zümreler ve ilahlar da vücuda geldiler. Bundan dolayı, tasnifler içinde bunları da bir kadroya koymak gerekti. İşte o vakit, ak ve kara tasnifi sağ-sol tasnifinin yanında yer tutmaya başladı.
Türkiye'nin doğusunda ve güneyinde yaşayan Azeri ve Türkmen uruklarında hırsız kelimesi yerine hırhız kelimesi kullanılmaktadır. Hırhız kelimesinin aslı da aransa Kırgız kelimesi olduğu meydana çıkar. Uğru kelimesinin aslı da uğrak kelimesi olmak muhtemeldir. Bu misallerden bu kavimlerin çok akıncı ve çapulcu oldukları anlaşılıyor. Zira göçebe illerde ve milletlerde hırsızlık, yalnız akıncılıkla çapulculuktan ibarettir. Onlarda adi hırsızlık yoktur.
Sayfa 364 - Ötüken Neşriyat
Eski Türklerde millet, devleti beslemezdi, devlet milleti beslerdi. Göktürkler hakana İlterez yani milleti yaşatan, ili besleyen unvanını verirlerdi.
Sayfa 214Kitabı okudu
Kurûn-ı vustâda (ortaçağda) Avrupa'da bir Hıristiyan medeniyet dairesi, Asya'da ve Afrika-yı Şimâlî'de (Kuzey Afrika'da) bir İslam medeniyet dairesi teşekkül etti (oluştu).Rönesans ve reformdan sonra da, Avrupa'da laik bir medeniyet vücuda geldi.
Reklam
Bütün insanlar, aynı medeniyete mensup değillerdir: Medeniyet, bir değil, müteaddittir (birçoktur).
Hakan ile hatun gök ile yerin evlatlarıdır. Güneş Ana ile Ay Ata ise onların semadaki temsilcileridir. Hakanın temsilcisi Ay Ata altıncı kat gökte olduğu halde, hatunun temsilcisi olan Gün Ana göğün yedinci katındadır. Bu hal de kadının erkekten daha muhterem olduğunu gösterir.
Sayfa 221 - Ötüken Neşriyat
Emperyalizm devrinde hükümdarlar ve beyler arasında törenin haricinde olarak başka illerden, özellikle mağlup ve mahkum budunlardan kız alanlar oldu. İl haricinden gelen bu kadınlara hatun denmez, kuma ve eğer Çin prenseslerinden ise konçuy denilirdi. Fakat bunların hiç biri zevce tanınmazdı. Zevcelik yalnız hatuna aitti. Bu sebepledir ki kumaların çocukları, öz annelerine "Anne!" diye hitap edemezlerdi. Annelerini "teyze!" diye çağırırlardı. Kendilerine yabancı olan hatuna "Anne!" diye hitap ederlerdi.
Ötüken Neşriyat
Bilge Han, kayınbabasına bir şehir tesis ederek(kurarak) milletiyle beraber orada yaşayacağını bildirdi. Kayınbabası dedi ki:"Şehirde ve köyde yaşamak, bizim işimize gelmez. Şimdiye kadar, hür ve müstakil(bağımsız) kalmamız göçebelik sayesindedir. Göçebe olduğumuz için, istediğimiz dakikada Çin'i akın ve çapul yaparız. Çinliler, işten haberdar olup seferberlik ilan edinceye kadar, biz aile çadırlarımızla beraber, Çinlilerin yetişemeyeceği uzak ülkelere çekilmiş bulunuruz. Bu suretle Çinliler isterlerse, beş yüz binlik, hatta bir milyonluk askerle üzerimize gelsin, bize hiç bir şey yapamaz."
Sayfa 28 - Ötüken Neşriyat
368 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.