Türk Mektupları

Ogier Ghiselin De Busbecq

Türk Mektupları Sözleri ve Alıntıları

Türk Mektupları sözleri ve alıntılarını, Türk Mektupları kitap alıntılarını, Türk Mektupları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Basiretsizlikte çağlar açmış Busbecq
Batılılar enerjilerini gereksiz yere uçsuz bucaksız okyanuslar aşarak, altın peşinde Hint adalarını arayarak harcıyorlar ve Avrupa'nın kalbini kesin bir istilaya (Osmanlı istilası) terk ediyorlar.
Türkler vebaya karşı kayıtsız kalmalarını ve bu hastalıktan korunmalarını engelleyen bir düşünceye sahip. İnsanın ne zaman ve ne şekilde öleceğinin Tanrı tarafın­dan alınlarına yazılmış olduğuna inanıyorlar. Bundan dolayı bir kimsenin kaderinde ölmek varsa bundan kurtulmaya çalışması boşunadır, eğer yoksa o zaman korkması budalalıktır. İşte bu düşünceyle vebadan ölen birinin elbisesini, çarşafını henüz üzerinde hastanın teri kurumadan ellemekten kaçınmazlar. Hatta bunlarla yüzlerini bile silerler. "Eğer Tanrı bana ölümü takdir ettiyse öleceğim, etmediyse bir zarar gelmez" derler. İşte salgın böylece her yanı sarmış ve bazı ailelerin tamamını silip süpürmüştü.
Reklam
Süleyman, elçiler onun ülkesinden ayrılırken onlara sağlığının yerinde olduğu izlenimi vermek için yüzüne kırmızı pudra sürüyor. Böylece yabancı hükümdarlar sağlığının ve gücünün yerinde olduğundan kuşku duymazlar da korkuları artar diye düşünüyor.
Türkler en ufak bir güzelliğe veya gençlik cazibesine sahip bir kadına, erkeklerin arzuları tahrik olmadan ve onu hayalinde lekelemeden bakabildiğine inanmazlar. İşte bu nedenle tüm kadınlar kapalı tutulur.
Köpeği pis bir hayvan olarak gördüklerinden evlerine sokmazlar. Onun yerini kedi almıştır. Kediyi çok daha akıllı ve bir dereceye kadar doğuştan mütevazı, terbiyeli bir hayvan olarak biliyorlar. Böyle düşünmelerine örnek olarak Muhammed'in davranışını gösterirler. Kendisi kedisine çok düşkünmüş. Okurken giysisinin yeni üzerinde uyuyormuş. Namaz için kalkması gerektiğinde kedisi rahatsız olmasın diye kedisinin üstünde uyuduğu yeni kesmeyi tercih edermiş. Köpekler için böyle hissetmemelerine rağmen, civarda yavrulamış bir köpek varsa ona yemek artıkları, kemik ve ekmek taşırlar.
Bunu doğrulayan kaynak var mı acaba?
Edirne’den İstanbul’a giden yolun yarısında küçük Çorlu kasabası vardır. Burası Selim ile babası Beyazıd arasındaki savaş yüzünden ün kazanmıştır. Selim Karabulut adındaki atı sayesinde Kırım Tatarlarının hanı olan kayınpederinin yanına kaçabilmişti.
Reklam
410 öğeden 501 ile 410 arasındakiler gösteriliyor.