Türk Mitolojisi

Anthony E. Ocean

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türkler, Orta Asya'nın kuzey doğu bölgesinde bulunan Baykal Gölü'ne dökülen Orhun ve Selenge ırmakları boylarında ortaya çıkmış, ancak atı bir ulaşım aracı olarak kullanmayı başardıklarından, bütün Orta Asya'ya yayılmışlar ve egemen olmuşlardır.
Sayfa 25 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
Lokman Hekim doktor ve eczacıymış. Dükkânında her türlü hastalığın devası olan ilaçlar varmış. Hastalar içeri girdiklerinde, hastalıklarına iyi gelecek olan ilaç şişesi sallanırmış. Birgün, içeri birisi girmiş. Ancak hiçbir şişe sallanmamış. Lokman Hekim, bunun üzerine: “Senin hastalığının çaresi yok, öleceksin.” demiş. Adam ölümden kurtuluşun olmadığını öğrenince çok üzülmüş. Her şeyini satmış. Yanına bir at, tüfek ve av köpeği alarak dağlara çıkmış. Vurduğu hayvanları yiyip, yörüklerden yoğurt, süt alarak yaşıyormuş. Bu arada hastalığı da iyice artmış. Bir ağacın altına gelmiş. Atını bağlayıp köskelmiş. O sırada bir yörük kadını, bir tas sütü saylığa koymuş. Yılanların sütü sevdikleri bilinir. Tasa yaklaşan bir yılan, sütü içmiş, sonra da zehrini süte kusmuş. Tas, yemyeşil olmuş. Ağrıları iyice azan adam: “Gidip şu zehri içeyim de ölüp kurtulayım.” diyerek zehirli sütü içmiş. Bir süre sonra ishal olmuş ve kusmaya başlamış. Ancak oldukça hafiflediğini hissediyormuş. Ölmek için içtiği zehirden sonra daha iyi olduğunu görmüş. Gün geçtikçe iyileşmiş ve hastalığı tamamen geçmiş. Lokman Hekim’e gidip: “Sen, bana öleceğimi söylemiştin. Ama ölmedim.” demiş. Bunun üzerine Lokman: “Ben, sana ala ineğin sütünü nereden bulayım, sütü yılana içirip, nasıl tasa kusturayım. Hastalığının çaresi vardı; ama bu ilacı temin etmek zor olduğu için öyle dedim.” diye cevap vermiş. O gün bu gündür tas ve yılanın eczacılık ve tıp biliminin simgesi olması, halk tarafından Lokman Hekim’e dayandırılır .
Sayfa 212 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Türklerin islamiyet'i kabul etmesiyle birlikte, Türk yaşamı her yönüyle ciddi bir değişim evresine girmiştir. Maddi ve manevi tüm kültür değerlerine ve yaşayış biçimine yansıyan bu yeni inanç yapısı, Türklerin mitolojik algılarını da değiştirmiştir. Bu nedenle Islamiyet'ten önceki şamanist öğelerin ağır bastığı değerlerin yerini, İslami öğeler almaya başlamıştır.
Sayfa 118 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
Erken dönem Türk kaynaklarının esasını üç unsur teşkil eder. Sözlü kaynaklar, arkeolojik buluntular ve yazılı kaynaklar. Sözlü kaynaklar bütünüyle mitolojik kaynaklar olan destanlardır. Bu destanlar oluşturulduktan asırlar sonra kaleme alınmıştır. Arkeolojik buluntular zaman içinde peyderpey bulunarak tarih için ipucu teşkil etmişlerdir. Yazılı kaynaklar ise birinci dereceden önemli ve kabul gören kaynaklardır. Fakat erken dönem için Türk tarih yazıcılığından bahsetmek mümkün değildir.
Sayfa 29 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
Destan bir ferdin, bir sanatkârın değil milletin ortak dehasının ve zekâsının ürünüdür.
Sayfa 14 - Mitoloji Tarihi YayınlarıKitabı okudu
" Türk çadırda doğar, at üstünde ölür. "
Sayfa 155
Reklam
Kaz Dağı ve Sarıkız Efsanesi ( Balıkesir )
“ Kızım ben, elin sözüne uyup, sana kötülük ettim. Görüyorum ki, sen tertemiz olduğundan Yüce Allah seni yüceltmiş. Sen mertebeni bulmuşsun. Erenlerden olmuşsun. “
Sayfa 197Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.