Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar

Türk Modernleşmesinin Cinsiyeti

Serpil Sancar Üşür

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Erkekler Devlet, Kadınlar Aile Kurar
Türkiye’nin yaşadığı erken modernleşme döneminin iki önemli dinamiği var. Bunlardan birincisi modernleşmeyi sağlayacak bir ulus-devlet oluşturmaktı. İkincisi ise bu yeni devletin ilkelerinin öğretildiği ve uygulandığı örnek modern aileler kurmak ve bunları kamusal rol modeller haline dönüştürmekti. Bu modern aileler, kendinden başlayarak modern bir toplumu inşa etmenin araçları olmuşlardı. Bu anlamda yakın geçmişimizde erkekler ve kadınlar arasında oldukça kesin bir cinsiyet aynmı gerçekleşmiş: Modernleşmek adına erkekler devlet, kadınlar aile kurup yaşatmışlar. Bugün geçmişten devraldığımız miras, günahı ve sevabı ile böyle görünüyor.
"Dünya tarihinde sömürgecinin kim olduğuna bakıldığında, asker, tüccar, yönetici ya da rahip olsun hepsinin erkek olduğu görülür."
Reklam
Osmanlı kadın hareketinin kamusal dünyaya çıkış araçları: Kadın dergileri
Şüküfezar, sadece kadınların çıkardığı ve sahibi kadın olan ilk dergi olarak 1886 yılında 15 günde bir yayımlanmaya başlıyor. Döneme damgasını vuran ise 1895 yılından 1906 yılına kadar haftalık olarak 580 sayı yayınlanmayı başarmış Hanımlara Mahsus Gazete. Bunların yanı sıra 1908'de haftalık olarak 7 sayı çıkmış Demet, yine 1908'de aylık olarak 12 sayı çıkan Mehasin, yine 1908'de Selanik'te çıkmaya başlayan ve 30 sayı yayınlanan Kadın ve 1911'de İstanbul'da yine aynı adla yayınlanan Kadın dergileri bu çalışmalarla tarihin karanlıklarından bize sunulan kadın dergileri. Kadınlar Dünyası dergisi ise 1913-1921 yılları arasında yayınlanan, Müdafa-i Hukuk-ı Nisvan Cemiyeti'ne mensup kadınlar tarafından desteklenen, sahibi Ulviye Mevlan olan, ilk 100 sayısı günlük, sonradan haftalık olarak yayına devam etmeyi başaran çok önemli bir dergi. Kadınlar Dünyası doğrudan kadın haklarını savunma amacı güden bir dergi olarak çok dikkat ve eleştiri çekiyor.
Sayfa 94 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Devlet adamı ve reformcu aydınlarından Abdullah Cevdet, İçtihat dergisinde yayınlanan "Pek Uyanık Bir Uyku" adlı makalesinde bu konuda Batıcıların temel görüşleri diyebileceğimiz görüşleri çok iyi temsil ediyor. Abdullah Cevdet'e göre Padişah'ın tek eşi olmalı, kadınlar diledikleri tarzda giyinebilmeli, kadınlar vatanın en büyük velinimeti sayılarak hürmet edilmeli, kadınlar ve kızlar erkeklerden kaçmamalı, görücü adetine son verilerek her erkeğin gözüyle görüp beğendiği kızla evlenmesi sağlanmalı, kızlar için açılacak diğer okulların yanı sıra Tıbbiye Okulu da açılmalı, Avrupa medeni kanununun kabul edilmesi ile evlenme ve boşanma hukuku değiştirilmeli, cariyelik yasaklanmalı, birden fazla kadınla evlenmek yasaklanmalı demiş (aktaran Taşkıran, 1973;62; Kurnaz, 1991;67). Tevfik Fikret de meşhur olmuş dizeleriyle benzer biçimde kadınların modernleş(tiril)mesi gereğini şöyle savunmuş (aktaran Kurnaz, 1991;67): "Elbet değil nasibi mezellet kadınlığın Elbet sefil olursa kadın alçalır beşer."
Sayfa 89 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Kadının Yitik Tarihi
Araştırmaların “kadın” başlıklı bir öznesinin ve nesnesinin oluşmaya başlaması ile kadınlar toplumsal anlamda dikkate alınmaya başladılar. Bu çalışmalar bize eğer kadınlar olarak kendine ait bir tarihin olmadı mı dikkate alınır toplumsal bir grup bile olunamadığını gösterdi. Bu anlamda feminist araştırmalar kadınlara bellek ve tarih kazandırdıkları kadar toplumsal görünürlük ve siyasal tanınırlık da sağladılar ve sağlamaya da devam ediyorlar.
Osmanlı'nın reformcu erkekleri
Selahattin Asım 1905'te "Türk Kadınlığının Tereddisi yahut Karılaşmak" başlıklı bir yazı yazarak kadınların gerilikten ve ezilmişlikten kurtarılması için gerekirse din kurallarının dikkate alınmadan hareket edilmesi gereğini ve hatta açıkça dinin kadınlar üzerindeki denetim ve baskılarına karşı durulması gereğini savunmuş (Taşkıran, 1991;60). Selahattin Asım, kadınların örtünmesi konusunda da eleştirel bir tavır takınarak dini baskıların kadınları yozlaştırdığını, ezdiğini vurgulayarak "kadının manevi eğitimi temin edilince tesettüre lüzum yoktur. Kadını cemiyete çekmeden manevi eğitimi vermek kabil değildir" diye yazmış. Selahattin Asım'ın Türk Kadınlığının Teaddisi yahut Karılaşmak adlı kitabında "münevver anneler", "sosyal anneler" yaratmak arzusu ile ilgili görüşlerini dişilik/karılık ile kadınlığı birbirinden ayırarak yapmaya çalışıyor (aktaran Caporal, 1982; 88-9).
Sayfa 87 - İletişim Yayıncılık, 1. Baskı: 2012
Reklam
Genelevlerin meşruluğu ‘erkeklerin doğal ihtiyacı’ söylemiy­le ortaya çıkıyor. Erkeklerin tatmin edilmesi gereken cinsel ih­tiyaçları var. Eğer bu tatmin edilmezse ‘kamu düzeni’ açısın­dan tehlike yaratıyor ve sarkıntılık, tecavüz gibi suçlar artıyor. 7.7.1949 tarihli Cumhuriyet gazetesinde 'Hem Nalına Hem Mıhı­na' başlıklı köşe yazısında yazar, BM’nin fuhuşla mücadele iste­ğinden bahsederek konuyu tartışıyor. Umumhaneleri kapatma­nın çare olmadığını; o zaman fuhuşun gizli yapıldığını, zührevi hastalıkların yayıldığını söylüyor. Ayrıca, “ortada kalan erkek­lerin namuslu kadınları mıncıklamak suretiyle”....ahlaksızlığa yol açtığını iddia ediyor.
Sayfa 268Kitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.