Ötüken'den Ankara'ya

Türk Ordusu Tarihi

Metin Erendor
"Ordu" kavramı yerine Türk Silahlı Kuvvetleri kavramı 4 Ocak 1961 tarihinde kabul edilen 211 sayılı T.S.K. İç Hizmet Kanunu ile birlikte başlanmıştır.
Reklam
En uygun izahat herhalde Atatürk'ün: "Kafasını ve vicdanını, en son terakki şuleleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan, bugünün Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki; onlar dört yüz çadırlı bir aşiretten değil, onbinlerce yıllık, ari, medeni,yüksek bir ırktan gelen, yüksek kabiliyetli bir millettir"
Bir subay sadece askeri alanda eğitilirse;analitik becerisini, ön sezisini,hayal gücünü ve yargısını tam olarak gelistiremeyebilir.Subayın mesleği dahilinde gereksinim duyduğu zihni yetenek ve alışkanlıkların önemli miktarını mesleği dışındaki geniş öğrenim alanlarından elde edebileceği, evrensel olarak kabul görmüş bir husustur.
Kitabelerde yalnız "Iduk Ötüken" ve " Tamıg Iduk Baş" kutsal olarak görülür.Bunlardan ilki kağanlık merkezî diğeri ise Tanrıya kurbanlar sunulan ve bir ziyaretgâh durumunda olan Tamır suyunun kaynağıdır.
(M.Ö 4000-3500) Türklerin iran üzerinden Mezopotamya'ya indikleri bilinmektedir.Bunlar ilk " medeni" kavim sayılan Sümer'lerdir ki dilleri, Sami veya Hind-Avrupai olmayıp, Türkçe'nin dahil bulunduğu "bitişken" gruptandır.Ancak Sümerlerin Orta Asyalı ve muhtemelen Türk soyundan geldikleri her ne hikmetse ilim dünyasınca bu gün için kabul edilmemiştir.
Reklam
Milattan 3600 yıl öncesinden başlamak üzere zamanımıza kadar yaklaşık 5600 yıl içerisinde yaklaşık 14.531 harp olmuş, 292 yıl barış ıdrak edilmiştir. Yani çok yaklaşık bir hesapla, 20 yılda bir harp yapmışız demektir.
"Türk" adı Türk kaynaklarında ilk olarak Çin'de Cahou sülalesi (557-579) yıllığında, Orhun Kitabelerindr (728-735), batıda bizanslı tarihçi Agathias'ın eserinde, Arapça'da cahiliye devri şairi Nabigat'uz Zubyani'nin divanında ve salvca 12.asır "ilk Rus kroniki" nde geçmektedir.
Sayfa 32 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
Kök-Türk Tarihi
Esk Türklerin savaş zamanında en çok çekindikleri husus yağmur yağması ile yayların ıslanarak işe yaramaz halt gelmesi idi. Asya hunlarından beri Bozkırlı Türklerin, gece seferlerinde "dolunay" zamanını, yani açık havayı tercih etmeleri bu yüzden olmalıdır.
Sayfa 43 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
Kafasını ve vicdanını, en son yükselme alevleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan, bugünün Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki, onlar dört yüz çadırlı bir aşiretten değil, onbinlerce yıllık, hür uygar olan, yüksek bir ırktan gelen, yüksek yetenekli bir millettir.’ 
Sayfa 35 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
Reklam
Kafasını ve vicdanını, en son yükselme alevleriyle güneşlendirmeye karar vermiş olan, bugünün Türk çocukları, biliyor ve bildirecektir ki, onlar dört yüz çadırlı bir aşiretten değil, onbinlerce yıllık, hür uygar olan, yüksek bir ırktan gelen, yüksek yetenekli bir millettir.Mustafa Kemal Atatürk
Sayfa 35 - Kamer YayınlarıKitabı okudu
Türklerin, tarihte güçlü askeri yeteneklerinin başarıları ile büyük devlet kurmalarının nedeni "Devletin ve milletin harp gücü ile ordularının muharebe kudretini bir bütün olarak kabul etmeleri" olabilir. Bu, askeri güç ile ilgili olarak devlet ve milletteki tüm maddi, manevi yeteneklerin bir araya gelerek bir sinerji yaratması olarak değerlendirilebilir. Osmanlı Devleti'nin gerileme döneminden itibaren büyük toprak kayıplarına uğramasının başlıca nedeni bu sinerjinin yitirilmesinde yatmaktadır.
Sayfa 40 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
Daha eski tarihlerde (M.Ö. 4000-M.Ö.3500) Türklerin İran üzerinden Mezopotamya'ya indikleri bilinmektedir. Bunlar ilk "medeni" kavim sayılan Sümer'lerdir ki, dilleri Sami veya Hind-Avrupai olmayıp, Türkçe'nin dahil bulunduğu "bitişken" gruptandır. Ancakvsümerlerin aslen Orta Asyalı ve muhtemelen Türk soyundan geldikleri her ne hikmetse ilim dünyasınca bugün için kabul edilememiştir.
Sayfa 35 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
"Ordu, harice karşı devletin varlığını temin ve icabında dahilde büyük asayişsizliği bertaraf eder. Ordu, Cumhuriyeti yıkmaya çalışanlara karşı devletin ve hükümetin iradesini ve kuvvetini gösterir. Ordunun debşrtr karşı birinci vazifesi, azami kudret ve kabiliyete sahip olmaya çalışmaktır. Devletin onuru ve şerefi bununla yükselir. "
Sayfa 27 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
M.Ö. 5000'den itibaren şehir devletlerinin güvenliğinin din adamlarınca sağlanmasında ciddi sorunlar yaşanmaya başlayınca siyasal erk din adamlarından askerlere geçmiştir. Durum böyle olunca asker şahıslardan oluşan orduların kentlerin yönetimini ele geçirerek tek bir yönetim altında toplaması ile devlet anlayışı meydana gelmiştir.
Sayfa 16 - Kamer YayınlarıKitabı okuyacak
Resim