Sevgi Soysal'dan Bilge Karasu'ya

Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3

Berna Moran

En Beğenilen Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3 Sözleri ve Alıntıları

En Beğenilen Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3 sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 3 kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Sevgi Soysal- Şafak
Sevgi Soysal, biri iç,biri dış iki tür çatışmayı ana tema olarak seçmiş.Dış çatışma dediğim devrimcilerle egemen güçler arasındaki çatışmadır; iç çatışma ise romanın ana kişileri Oya ile Mustafa'nın küçük burjuva kimlikleriyle devrimci kimlikleri arasında yaşadığı bunalımdan kaynaklanır.
Sayfa 20 - İletisim YayınlarıKitabı okudu
Yazarlar cezaevindeki yaşam koşullarını, işkenceyi, zorbalığı yazmakla okura, iyi tanımadığı acımasız bir dünyanın kapılarını da aralamış oluyorlardı.Okur yabancısı olduğu bir dünyaya ait gerçekleri anlatan romana, sırf yeni bir şeyler öğrendiği için bile ilgi duyar. Kaldı ki 12 Mart romanlarının konusu okur için yalnız ilgi çekici değil çarpıcı ve sarsıcıydı da.
Sayfa 14 - İletisim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Pınar Kür'ün postmodern romana hangi gereksinmeler­ sonucu yöneldiğini bilmiyorum; ama denebilir ki, Bir Cinayet Romanı, anlatıyı konu edinmesiyle ; kurmaca ile gerçeklik arasında kurduğu oyunlarla; postmodern romanlara özgü "çok sonuçlu" ya da "sonuçsuz" bitişiyle; yazarla tartışan, rollerine itiraz eden, romanı ele geçirerek yazarın kendisini roman kişisine dönüştürmek isteyen karakterleriyle, Pınar Kür'ün romancılığında, postmodern doğrultuda yeni bir aşamadır.
1980'den önceki 12 Mart romanları Türkiye'de toplumcu gerçekliğin egemen olduğu bir dönemin ürünleridir. Yazarlar, haksız düzen, sağ-sol çatışması, polis baskısı ve işkence gibi konuları işlerken, dile getirmek istedikleri toplumsal gerçekleri ön plana almış, romanı bu yolda bir araç olarak görmüşlerdi. Anlatı teknikleri, biçim sorunları yani romanın sanat yönü ikinci plana itilmişti diyebiliriz. 1980 sonrası romanının göze çarpan bir özelliği ise yazarın toplumsal sorunlardan çok biçim sorunlarına eğilmesidir. Bu saptamanın tüm 1980 sonrası romanları için geçerli ol­madığını söylemeğe gerek yok, ama kanımca Latife Tekin, Pınar Kür, Orhan Pamuk, Bilge Karasu gibi önde gelen ya­zarların, hiç değilse kimi yapıtlarıyla oluşturdukları bir akım için geçerlidir.
(Orhan Pamuk’un eseri) Kara Kitap ile Mesnevi ve özellikle Hüsn ü Aşk arasında birtakım bağlar kurulacağını, okur, Galip ve Celal adlarıyla karşılaştığında değilse de apartmanın adının "Şehrikalp" olduğunu öğrendiği zaman tahmin edebilir. Çünkü yazar apartmana verdiği Şehrikalp adıyla, Şeyh Galip'in Hüsn ü Aşk'ındaki Diyar-ı Kalp'e açık gönderme yapmaktadır. Romanın geri kalan kısmı, yazarın, Celal karakteriyle Mevlana Celaleddin Rumi arasında ve Galip karakteriyle de Şeyh Galip arasında çağrışımlar uyandırmak istediğine kuşku bırakmaz.
Reklam
91 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.