“Türk sinemasındaki intihar girişimlerinin, siyasal özellikleri dışında her birinin ilginç öyküleri vardır. Yeşilçam dünyasında herhangi bir olayı “onur” meselesi yapıp intihara kalkışanlar olduğu gibi, sırf “reklam için” gündeme gelen ünlü sanatçılara rastlanır.
Kendi kendine eziyet etmenin, kendi canına kıymanın dışında kalan, yani insanın bir diğer insanın hayatına kastederek, zor kullanarak ölümü oluşturan “cinayet” olaylarına gelince, elbettteki işin boyutları değişiyor. Kökeninde yatan nedenler ne olursa olsun, bir insanın bir insanı öldürme eylemi en basit anlamıyla suçtur, cinayettir ve özgürlüklere tecavüzdür.
...
İşte, reklam uğruna “intihar provaları” yaparak ciddi ciddi “ölümle şakalaşanların” gerçekten bazı nedenlerle yaşama küsüp canına kıymak isteyenlerin ve genç yaşlarda ve de en verimli dönemlerinde “cinayete kurban” gidenlerin öyküleri...”