Türk Sinemasında On Kadın sözleri ve alıntılarını, Türk Sinemasında On Kadın kitap alıntılarını, Türk Sinemasında On Kadın en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
“Ağlayan kadın” ya da “kör kız” dendi mi hemen akla Muhterem Nur gelir. Çünkü Muhterem Nur, 1958’lerde bilinmeyen
“arabesk yaşam”ın “kutsal kahraman”ıdır.
Türk sineması mitolojisinde hiçbir kadın oyuncu, Türkan Şoray gibi çevresinde yaygın bir etkinliğe sahip olamamıştır.
Ve Şoray, unutulmaz sarışın Cahide Sonku’dan sonra Sinemamızda “ikinci efsane” boyutlarına ulaşan bir yıldızdır.
Bir anlamda, Cahide’nin karşıtı, yani efsanenin esmeridir.
1952’lerde Türkiye’nin tek sinema dergisi olan Yıldız’ın yarışmasında Ayhan Işık’la birlikte sinemaya geçen Belgin
Doruk, cinselliğiyle değil de, ağır başlı ahlakçı tutumuyla düşünülür hep. Yani metres olmaz. Başına oturttuğu zarif şapkasıyla evcil bir kadındır. Zarif bir “küçük hanımefendi”dir.
“Yıldızcılık” ve “ yıldız yaratmacılığı", Birinci Dünya Savaşı’nın sürüp gittiği yıllarda ilk kez İtalya’da doğdu; Amerikan
sinemasında ise “Hollywood usulü sistem'’ le önlenemeyen bir tırmanışa geçti. Doruklara ulaştı.
on yıl kadar şürdürebildi...Çünkü İtalyan sineması büyük bir çöküşü yaşıyordu. Sinema tarihlerine göre bu çöküşün başlıca nedeni “yıldızlar”dı, yıldızların aşırı ve dengesiz tutumları ve kaprisleriydi.
Her dönem kendi yıldızlarını yaratır. Ve Türk sinemasında oyuncusuna “sahip çıkma olgusu” Lütfi Ö.Akad’la başlar.
Başlangıçtaki “yıldızı” Sezer Sezin’dir.