Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türkçe Meselesi

Ali Fuad Başgil

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Bir memleketin milli dili o memlekette birfiil yaşayan, yani konuşulan ve yazılan, gönüllere ve zekaya hitap eden dildir. Ve dilin milliyeti, kelime unsurlarında olmaktan çok, bünyesinde ve uslübunda; umumi ahenk ve edasındadır. Nitekim, mimari bir eserin milliliği, mesela Süleymaniye camimizin Türklüğü, yaşında tokacında değil, inşası tarzında ve terkibindedir. Süleymaniye Camiinin taşı, mermeri şuradan, buradan getirilmiştir diye bunları söküp atmak, o canım şaheseri tahrip etmektir. Tıpkı bunun gibi, Türkçemizin bazı kelimeleri şuradan, buradan alınmıştır diye bunları dilden çıkarmak, bu millet dilini yıkmaktır.
Sayfa 9
Ne yaman şeydir, şu politika! İnsanlara demediğini dedirtir. Ölüleri hortlatır. Sağa sola, yemsiz volta gibi, safsata savurur. Hayali düşmanlar yaratır da, onlarla kargıdan tüfek ve tahtadan kılıçla savaşa çıkar.
Reklam
Halkın kuvvet ve otoriteye karşı en müthiş silâhı kahkahadır.
Sayfa 73 - Yağmur YayınlarıKitabı okudu
Evvela, yıkılan dil ile birlikte ilim ve fikir hayatı da yıkıldı. En az yüz seneden önce, bu memlekette ilmin ve ilmî tefekkürün dirilmesine imkân yoktur. Çünkü, ilmin yarısı fikir, yarısı da lisandır.
Sayfa 45
Hayır, okuyucum! Açık olalım ve iyi anlaşalım.Diller milletlere, mukaddes kitaplar gibi, gökten iner ve oturmuş kayalar gibi, kasırgalara göğüs gerer demiyorum. İnsan aklının kudretini ve insan himmetinin yüksek kıymetini inkâr ederek; diller, engin ovalarda kıvrım kıvrım akan çaylar gibi, yolunu ve yatağını kendi kendine açar da demiyorum. Sadece hükümet zoru, kanun yasağı ve sansür satırıyla dil budayıp değiştirmek, gebeyi tekme ile doğurtmaktır diyorum.
İnsaf ile düşünürsek, biz bu topraklarda emniyet, hürriyet ve adalet nimetlerimizi devamlı bir surette tatmak bahtiyarlığından mahrum yaşadık. Emniyet ve hürriyet güneşi, bu vatana hiç doğmadı değil; fakat doğmasıyla batması bir oldu. Ve hemen ortalığı kara bulutlar bürüdü. Memleket bir korku havası içinde boğuldu. Kanaatleri uğruna adamlar asıldı. Düşüncelerini açıkça söylediklerinden dolayı Ordinaryüs Profesörler, kürsülerinden kovuldu. Kimi selameti sürgünde buldu, kimi senelerce mevkuf yaşadı. Bu şartlar altında ve bu hava ve iklim içinde, sen neye ilim adamı olamadın diye sormak, fırtınaya tutulmuş, altı üstüne gelen bir geminin yolcusuna, neye öğürüyorsun diye sormak kadar abestir.
Reklam
Dil katliamı
Bilindiği gibi Fransızca; Latince, Grekçe kelimelerle eski Frank kelime elemanlarından mürekkep bir lisandır. Fakat, hiçbir Fransızın, yabancıdır diye, bu kelimeleri atmak ve yerlerine kelime uydurmak, hayalinden bile geçmez. Ya şu muazzam Anglo-Amerikan dünyasına ne dersiniz? İngilizce; bir yarısı Fransız, öbür yarısı Alman kelimelerinden
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.