Türkçenin Kurtuluş Savaşı

Tahsin Yücel

Türkçenin Kurtuluş Savaşı Sözleri ve Alıntıları

Türkçenin Kurtuluş Savaşı sözleri ve alıntılarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı kitap alıntılarını, Türkçenin Kurtuluş Savaşı en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yaklaşık altmış yıl önce, romancı ve denemecilerimizin yapıtlarında Türkçe sözcük oranı %35, %40 oranındaydı; bugün bu oran %90, %95 düzeyinde; üstelik, kuramsal açıdan dil devrimine karşı çıkanlar bile devrimin getirilerinden bol bol yararlanıyorlar. Öte yandan, başlangıçta dil devrimi yazı ya da ekin dilini fazla uzaklaşmış olduğu konuşma diline yaklaştırmak düşüncesiyle tasarlanmışken, bugün konuşma dili yazı dilini yakından izliyor, bu nedenle de yabancı kökenli sözcükler yerine önerilen yeni Türkçe sözcükleri neredeyse günü gününe benimseniveriyor. Belge (vesika), bitki (nebat), görev (vazife), ilgi (alâka), seçenek (alternatif), sorun (mesele), sözcük (kelime), sözlük (lügat), yasa (kanun), yayın (neşriyat) bunlardan yalnızca birkaçı.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Dil devriminin her zaman karşıtları olmuştur, bugün de var: birtakım aydınlarımız bu devrimi her şeyden önce osmanlı ekininin yadsınması olarak görüyor, tarihsel ve ekinsel zenginliğimizin ayrılmaz parçalarını oluşturan birçok yapıtı unutuluşa gömerek geçmişle bağlarımızı kopardığını söylüyorlar. Hiç kuşkusuz, osmanlı öğretimiyle karşılaştırılması bile haksızlık olacak Cumhuriyet dönemi öğretiminin nicelik ve niteliği göz önüne alınınca, bugün bu eski yapıtları okuyup değerlendirebilecek bireylerin sayısının aynı düzeyde osmanlı uyruklarının sayısından çok daha fazla olduğu ileri sürülebilir. İçinde bulunduğumuz şu doksanlı yıllarda, altı ayda yayımlandığımız kitap sayısının osmanlı dönemlerinde yayımlanan kitap sayısından daha fazla olduğu da ileri sürülebilir.
Reklam
Chateaubriand/Güldüm ve inanmadım :*
“Ağladım ve inandım."
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Türkiye'de, özellikle şu son yıllarda, düşünür, yazar ya da ozan olmak için olabildiğince gelişmiş özel bir dil yetisiyle donanmış olmak şöyle dursun, ana dilini doğru dürüst bilmek bile gerekmiyor.
(...)Türk toplumunun tümü ya da büyük bir çoğunluğu Osmanlıcayı benimsenmiş, anlamış ve konuşmuş olsaydı, bir ölçüde böyle bir şeyden söz edilebilirdi. Ne var ki, konuşulan bir dil değildir; üstelik, bir tür güç, bilgi ve incelik simgesi olan bu yazı dilini elinde tutan iktidarın onu uyruklarına öğretmek gibi bir kaygısı da yoktur. Bir kez, başka nice iktidarlar gibi o da eskil ya da halkın dilinden ayrı bir dil kullanımını bir üstünlük belirtisi, bir ayrıcalık olarak görür. Sonra, bilindiği gibi, Osmanlılar güçleri arttığı ölçüde kendi halklarından kopar, yüksek görevlilerini fethettikleri ülkelerin uyrukları arasından seçer, “Osmanlı” değil de “Türk” olarak nitelenmeyi bile bir aşağılama sayarlar.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Bugünün başarısızlığını geleceğin başarısının göstergesi olarak değerlendirmekten daha saçma bir şey olamaz.
Cumhuriyet KitapKitabı okudu
Reklam
35 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.