Türkçenin Sırları

Nihad Sâmi Banarlı
“Şiir, kelimelerle yapılan musikidir.”
Sayfa 97 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
"Ben, Türkçenin ezelî bir âşıkıyım.
Hepimiz öyle değil miyiz? Ben, Türkçeyi, muhtelif devirlerinde, muhtelif elbiselerle, muhtelif şekillerde gördüm ve sevgilimi o libaslar altında, kendi cevherinde sevdim.(...) Ben onu perişan gönüllü şâirin: "O gül-endâm bir al şâle bürünsün yürüsün Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün" beyitinde olduğu gibi, bir al şala sarınıp yürüdüğünü görerek de sevdim." Hâlit Ziyâ Uşaklıgil
Reklam
Cehalet
Bugün Türkçeyi yıkmak için çalışanlara, gelecekte neler denecek? Cehâlet, geleceği düşünemez ki.
Sayfa 55 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Miraç
Diplomatlar meclisinde koyu bir hristiyan diplomatı Keçecizade Fuad Paşa'ya sormuş: - Sizin peygamberinizin Allah'a yükseldiği doğru mudur? -Evet ekselans. -Peki hangi merdivenle? -Gayet basit, ekselans, sizin peygamberiniz Hz İsa'nın göğe çıkarken kullandığı merdivenle.
Sayfa 150 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Türk Dili
Türk dilini seviniz! Çünkü Türklerin en az geçmişleri kadar büyük geleceği olacak ve bu gelecek, o geçmişe dayanacaktır.
Sayfa 27 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Gül İsimlerinin Çokluğunun Nedeni
-Sizin oralarda gül bahçesi çok olmalı... Adı Güldalı olan kadın cevap veriyor: -Hayır beğ, bizim oralarda çicek bahçesi ne gezer?Biz toprağı tarla diye kullanırız. -Peki, kızlarınıza bu kadar çok ve güzel gül adlarını ''gül''e hasretinizden mi koyuyorsunuz? -Hayır beğ, bizim hasret duyduğumuz başkadır.Bizim oralarda inanılır ki gül, Hz.Muhammed'in remzidir.
Sayfa 191 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Reklam
Yahya Kemal
“Fark etmez anne toprak ölüm mâcerâmızı.”
Sayfa 47 - Kubbealtı Neşriyâtı
Gönül
Gönül kimi sevse gözünün önünde hep onu görür; göz nereye baksa orada onun hayali uçar.Gönülde arzu, dilek ne ise insan ağız açınca hep ondan söz açar.(Yusuf Hashacib)
Sayfa 87 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Üç Tılsım
Bugün de düşmanlarımızın bizden çalıp koparmak istedikleri üç büyük tılsım vardır: 1.Tek ve güzel dil. 2.Türk Müslümanlığı. 3.Milli Tarih ve Ecdad Sevgisi. Şimdi dikkat edersek elimizden gidenler hep bunlardır.
Sayfa 240 - Kubbealtı NeşriyatKitabı okudu
Ben,Türkçenin ezeli bir aşıkıyım
Hepimiz öyle değil miyiz?Ben,Türkçeyi muhtelif devirlerinde,muhtelif elbiselerle,muhtelif şekillerde gördüm ve sevgilimi o libaslar altında,kendi cevherinde sevdim. Ben onu perişan gönüllü şairin: “O gül-endam bir âl şâle bürünsün yürüsün.Ucu gönlüm gibi ardınca sürünsün yürüsün.” Beyitinde olduğu gibi,bir al şala sarınıp yürüdüğünü görerek de sevdim. Halit Ziya Uşaklıgil
Reklam
Şu fâni dünya saadetleri içinde hiçbir şey, aziz Türk çocuklarına Türk dilini öğretmek kadar güzel hizmet değildir.
Güzel dil Türkçe bize, Başka dil gece bize.
Sayfa 77 - Ziya GökalpKitabı okudu
“Böyle eser gibi yürüyüşünüz nasıl şeydir,Acaba siz seher rüzgarında mı yaratıldınız.?”
Çünkü dil davası yürüyecektir; “Türkçe’nin ilim dili olarak sadeleşme, millileşme ve zenginleşme hareketi durduralamaz.”
Sayfa 314 - Kubbealtı NeşriyatıKitabı okudu
Gönül kimi sevse gözünün önünde hep onu görür; göz nereye baksa orada onun hayali uçar.Gönülde arzu, dilek ne ise insan ağız açınca hep ondan söz açar.
Sayfa 87
Resim