Türkçü Faşizmden "Türk-İslam Ülküsü"ne

Fatih Yaşlı
Faşist düzen:
**** "Hayatın ırklar arasındaki bir var kalma savaşı olarak betimlenişi, katı bir hiyerarşi ile düzenlenmiş, ast-üst iliş­kilerinin hayatın her alanında geçerli olduğu, itaat etmenin bir arzunun giderilmesi anlamına geldiği ve kişisel doyuma hizmet ettiği emir-komuta toplumunu meşrulaştırmaya ya­rar." ****
Ruh hastası.
Atsız vasiyetinde oğluna, "öğütlerimi tut, iyi bir Türk ol" dedikten sonra şöyle der: Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır. Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlar tarihi düşmanlarımızdır. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizliler, Romenler, yeni düşmanlarımızdır. Japonlar, Afganlılar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkesler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürcüler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır.
Reklam
Kumarhane baskınında yakalanan Necip Fazıl
Necip Fazıl’a göre 1978 Türkiye’sinde her türlü ithalat durdurulmalı ve ekonomi bütünüyle yerli üretim üzerine inşa edilmelidir. Bireylerin uyku saatlerini belirleyecek ölçüde bir disiplin mekanizması kurulmalı, içki, kumar, fuhuş vb. yasaklanmalıdır.
Sayfa 114 - Necip Fazıl ve Büyük DoğuKitabı okudu
Sağın modernleşme karşıtlığı güçlü devlet fetişizmi adına moderniteye tapınmaya dönüşmüş, bu yüzden insan/birey teknolojinin ve bilimin bir nesnesi konumuna indirgenmiştir; sağın insan/bireyi bu nedenle nesneleşmiş insan/bireydir.
Sayfa 133 - Necip Fazıl ve Büyük DoğuKitabı okudu
[...] Atsız’a göre, Türkiye’de “Türklüğe düşman üç zümreden” biri -diğer ikisi komünistler ve siyasi ümmetçilerdir- Kürtçülerdir.
Sayfa 59 - Nihal Atsız ve Tükçü Faşist İdeolojiKitabı okudu
Elitizm ve otoriter bir yönetime duyulan inanç bir araya gelince, faşist ideolojiye meyil kaçınılmaz olacaktır şüphesiz.
Sayfa 93 - Türkiye’de Muhafazakâr Antikapitalizm: Nurettin TopçuKitabı okudu
Reklam
Tesadüf olmayan bir başka şey ise antikomünizmle milli­yetçiliğin ve dinselleşmenin iç içe geçmiş olmasıdır.
Devletle Türk sağı arasındaki antikomünist mutabakatın sonu, İslamizasyon kapılarından içeri giren Türkiye İslamcılığının iktidarı ele geçirmesi ve kendi rejimini inşa etmesi oldu.
1950 Turancıları:
Milliyetçilik anlayışlarını kan ve soy esasına dayandırmakta, biyolojik bir ırkçılığı savunmakta ve asıl hedefi ırkın kanının saflığının bozulmasını engellemek olan bir devlet hayal etmektedir. Ayrıca: Alt üst ilişkilerinin kesin bir şekilde tanımlandığı ve hiyerarşi dışı davranışların en sert şekilde cezalandırıldığı, askerlikle iç içe geçmiş bir emir komuta toplumu tahayyül etmekte; siyaseti, ırk merkezci bir perspektifle nüfusa,doğuma, ve evliliğe doğrudan müdahale eden bir biyo-siyaset olarak yeniden kurgulanmaktadır. Böyle bir toplum tasarımının yanı sıra son derece güçlü irredentizmin savunuculuğunu yapmakta, sosyal Darwinizme köklü bir inanç duyarak bir var kalma savaşı olarak kurgulamakta, ölüme ve savaşa tapınmakta , barış fikrine, enternasyonalizme ve kozmopolitliğe, entelektüalizme ve kadınsı olan her şeye karşı derin bir nefret duymaktadır.
Ne hırsız, ne katil, ne çeteci; sevdalınız Komünisttür.
Türkçü faşist ideolojinin düşman tanımının kapsamı son derece geniş olmakla birlikte, konjonktüre bağlı olarak düşmanlardan kimileri öne çıkmakta kimisi ise geri planda kalmaktadır. Konjonktürden bağımsız olarak değişmeyen tek düşman: Komünistlerdir.
Reklam
••• “Rejim devletin kesesinden belirli bir azınlığın cebini doldurmuş, devlet sofrasının yağmalanmasına “bütün halk ve köylü peşkeş” çekilmiştir.” •••
Türkiye aydınlanmasının tahlili;
“Demokratik niteliği yoktur, sivil toplum, burjuvazi, proletarya, ve sınıf mücadelesi burada mevcut değildir. Dolayısıyla her şeyin belirleyicisi devlet ve onu yöneten bürokrasidir. “
Genç Cumhuriyet'in egemen sınıflarının, Türkiye'nin jeopolitik önemi üzerinden dünya kapitalist/emperyalist sistemine eklenme çabalarının hiç şüphesiz ki ideolojik/politik bir boyutu olacaktır ve bu boyut antikomünizmdir.
Muhafazakârlar, özgürlük ile mülkiyet arasında sıkı bir bağlantı olduğuna ve toplumsal olanın istikrarı için sınıf ve mevkii farklılıklarının devam etmesi gerektiğine inanırlar. Son olarak muhafazakâr düşüncenin, Aydınlanma tarafından bireysel özgürlükleri engelleyici olmakla itham edilen “aile, köy, manastır, lonca” gibi cemaate ilişkin kurumları savunduklarını söylemek gerekir.
Sayfa 71 - Türkiye’de Muhafazakâr Antikapitalizm: Nurettin TopçuKitabı okudu
ve hala kadınlarımızın necip fazıl hayranı olması?
Kadın çalışma yaşamından uzaklaştırılmalı ve "esas görevi" olan ideal nesiller yetiştirme faaliyetine odaklanmalıdır.
Resim