Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi

İlber Ortaylı

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi sözleri ve alıntılarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi kitap alıntılarını, Türkiye Teşkilat ve İdare Tarihi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yeni dönem bürokrasinin eğitim alanındaki atılımı, medrese dışında laik okullar kurarak gerçekleştirmeye çalıştığını görüyoruz. Tanzimat’la başlayan eğitim modernleşmesi medreseyi söküp atamadığından bir kültürel ikileşme doğdu. Medreseli ve mektepli Osmanlı yönetim ve kültürel hayatında gırtlak gırtlağa boğularak yaşayan iki zümre haline geldiler.
Sayfa 411Kitabı okudu
Koyu mutaassıp, dünyaya kapalı bir halktı, Anadolu halkı ... Az nüfuslu ve dışla teması az köylerde yakın akraba evliliği, bir tutam arazi ve dedikodu yüzünden çıkan kan davaları, kötü beslenme nesilleri dejenere etmeye başladı. Harplerin getirdiği askeri masraflar, sık sık tekrarlanan avarız vergileri köylü ve şehirliye yükleniyordu. Fakir sınıfların üstüne yıkılan ve 18. yüzyılda sayısı yüzü bulan vergi çeşidi iktisadi bir yıkım oldu. istisnai vergiler ve iltizam sistemi birçok isyanlara sebep olacaktır.
Reklam
II. Mahmud'un Evkaf Nezareti'ni kurmak zorunda kalışı büyük ölçüde kadıların etkinliğinin zayıflaması ve vakıflar üzerindeki denetirnci işlevlerinin kaldırılmasıyla ilgilidir.
Devletin, Padişahın kulu olan devşirmeler tarafından yönetildiği, bunun sarsılmaz nitelikte bir merkeziyetçi devlet yarattğı", tezi çok işlemektedir. Acaba hayatı altı tane yüzyılı geçen Osmanlı İmparatorluğu'nun hakim niteliği devşirme ve kul sistemi olabilir mi? Kul sisteminin bulunamayacağı modern bir örgütlenmeyi amaçlayan reformlarla geçen 19. yüzyılı hesaptan çıkarttığımız zaman, klasik Osmanlı döneminde de devşirme sisteminin kısa bir döneme mahsus olduğunu görürüz. Devletin asıl genişleme ve kuruluş dönemi sayılan tüm 14. yüzyıl boyu bürokrasinin başında bulunanlar, orduları yönetenler devşirmeler değildi. Çandarlı ailesi gibi ilmiyyeden gelen bir yerel hanedan vezaret görevini adeta irsen yükümlenmişti. Kösemihaloğulları, Evronos Gazioğulları komuta kademelerinde idiler, 16. yüzyılın ikinci yarısında ise devşirme adetinin kalkmasıyla birlikte, gene Anadolu-Rumeli Türkleri ve diğer unsurlar bürokrasiyi ve komuta kademelerini işgal ettiler. Hatta 17. yüzyıl Köprülüler'in hakimiyet dönemi demektir. Nihayet önemli görevler yürüten ilmiye sınıfının daima yerli Türkler'den geldiğini ve belirli ulema ailelerinin bu silke hakim olduğunu söylemek gerekir.
Osmanlı medreselerinde eğitim; belirli sürelere bağlı olmayıp, talebenin şahsi başarısına bağlıdır. Ancak son kademe olan Sahn-ı semaniye'ye geçmek için asgari üç yıllık eğitim aranırdı. Esasta medreselerin yapı ve hiyerarşi olarak Ortaçağ Avrupası'nın 'universitas' denen kurumlarıyla büyük benzerliği vardır.
Genellikle bir vezirin toprakları bir yerde olmayıp, çeşitli bölgelere dağıtılmıştır. Vezir haslarını onun adına voyvoda veya kethuda dediğimiz görevliler yönetir, geliri toplayıp teslim ederler. İşte bu sebeple bir süre sonra vüzera haslarının kontrolünde aksaklıklar baş gösterdi. Önce bu araziyi kontrol eden vezir voyvodaları o yerin belirli nüfuz sahipleri haline geldiler. Esasen bu görevler fiiliyatta irsi olarak babadan oğula kalıyordu. Sonra vezir adına vergileri toplayan voyvoda bu işi götürü olarak yükleniyordu. Bu yüzden adeta müteahhit gibi hareket ettiler. Kanun dışı uygulamalar ve soygunlar arttı.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
140 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.