Yetmişli yıllara kadar Kozan’da özellikle cinayet ve kaza sonucu ölen insanlar için ağıtlar yakılır, sarı saman kâğıtlara basılan ve teksirle çoğaltılan bu ağıtlar Cuma çıkışı ve kalabalık yerlerde satılırdı.
'Ağıt yakmak' denen bu geleneği erkekler de yapsa da, ağıtçılar çoğunlukla kadınlardan oluşur, "Ağıtçı ana/ağıtçı Ayşe - Fatma" diye anılırdı.
Babam Kozan’a gittikçe adına “destan” denilen bu ağıtlardan alır, bizler de okurduk.
Bu kitap bana o günleri hatırlattı.
Şükrü Elçin kitabının adını “Anadolu Ağıtları” koymuş olsa da bu kitaptan da anlaşılacağı gibi ağıtların ağırlıklı olarak Avşarlar ve Avşarların çokça yaşadığı Kozan civarına özgü olduğu anlaşılıyor.