Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

1908 - 1988

Türkiye Üzerine Tezler 1

Yalçın Küçük

Türkiye Üzerine Tezler 1 Sözleri ve Alıntıları

Türkiye Üzerine Tezler 1 sözleri ve alıntılarını, Türkiye Üzerine Tezler 1 kitap alıntılarını, Türkiye Üzerine Tezler 1 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Hem örgütçülük hem de siyasal program olarak bu okuldan geçmiş kimseler. Burada, kapitülasyonların ve aşarının kaldırılmasının İttihat ve Terakki'nin tartışma programında yer aldığını söylemek yeter."
Kesinlikle rastlantı değil. Rastlantı olmadığını gösteren işaretler var. Türkiye'nin dünya siyasal mücadele sözlüğüne bir tek katkısı olduğu söylenebilir: Jön Türkler. Bugün bile zaman zaman günlük Batı basınına yansıyor. Pentagon'da, ya da zaferden önce Güney Vietnam'da yöneticiler arasında Jön Türk hareketi olduğu yazılıyor. Çok basit olarak, kitlelerin dışında ileriye dönük düzenleme hareketleri olarak anlaşılıyor. İttihat ve Terakki, Osmanlı'nın son dönemlerinde başlayan Jön Türk hareketinin doruk noktası. İttihat ve Terakki, zamanına göre son derece disiplinli bir siyasal hareket. Ordu'da, Mülkiye'de, Tibbiye'de derin kökler bulabilmiş bir hareket. Çeşitli ırktan yönetici ve militanları bir araya getirebilmis bir hareket.
Reklam
❮ "Talim, terbiye, iyi örnek, bunlann hepsi geçici şeylerdir. Çevre değiştirmedikçe, insanın değişmesine imkan yoktıır. ❯
Bir kaç kişinin gelişimi değil,toplumun gelişimi
❝ Sovyetler Birliği'nde, 1920'lerin sonlannda başlayıp 1930'larda hızla devam eden hızlı sanayileşme, çıkış noktası açısından ekonomik değil politik bir gelişme oldu. Kendi ekonomisinin iç zorluklarına, bir de dünya kapitalist buhranı eklenen Türkiye'de ise egemen sınıflar, çıkış noktasını devletçilikte buldular. Ortaklık burada. Aynlık ise egemen sınıflarda. Birinde işçi sınıfı; diğerinde, burjuvazi ile büyük toprak sahipleri. Egemen sınıflar ayrı olunca, izlenen yöntemler ve ekonomik politika da ayrı olacak. ❞
Öğretmenlerin milletvekilinden fazla ücret aldığı yalan.
❝ "Bir yazarın iddiasına göre 1932'de bir ilkokul öğretmeni yırtık pabuç ve yama tutmayacak kadar bir giysi ile ve yarı aç öğrencilerinin önüne çıkmayı bilim ve haysiyetine hakaret sayarak intihar eder." ❞
Acılardan destanlar üretmenin saçmalığı üzerine;
❝ Türkiye aydını mazoşist nitelikleri taşıdığı için. Bir ölçüde de, bilinçsiz olarak, İslam'ın etkisinde kalmış olma nedeniyle. Şehit kavramı, İslam'dan başka dinde yok. Ölüm yalnızca İslam'da kutsal. ❯
Reklam
[[ "Bunun nedeni, Türk aydını, gene sensin. Bu viran ülke ve bu yoksul insan kitlesi için ne yaptın? Yıllarca, yüzyıllarca onun kanını emdikten ve onu posa halinde katı toprak üstüne attıktan sonra, şimdi de gelip ondan tiksinmek hakkını kendinde buluyorsun." Aydın, hayal kırıklığının da sorumlusu oluyor. Buna da şaşmamak gerek. Bir sorumlu gerek. Sınıfsız bir toplum ideolojisi ve sınıflar üstü devlet görüşü yayılırken, Türkiye köyünün perişan halinin ve köylünün geriliğinin sorumlusu mülkiyet sahipleri olacak değil ya. Tabii mazoşist aydınlar olacak. Aydın, mülk sahibi sınıfların hatrı için, kendisini sorumlu gösterecek. ]]
İşçi sınıfı ve emekçiler üzerinde baskı ve sömürü arttırılırken, "ulusal birlik" edebiyatı her zaman ortaya çıkıyor.
Sayfa 124Kitabı okudu
Tarih: 1932
“Bir ilkokul öğretmeni yırtık pabuç ve yama tutmayacak kadar bir giysi ile yarı aç öğrencilerinin önüne çıkmayı bilim ve haysiyetine hakaret sayarak intihar ediyor.”
Unutmayın ki, yoldaşlar, zindanın karanlığı devrimin güneşini asla söndürmez.
Sayfa 40 - Dördüncü Komintern KongresiKitabı okudu
Reklam
1929 bunalımı yine halkın üzerine yükleniyor;
• • • Dünyayı sarsan büyük ekonomik bunalımla birlikte, Türkiye'de, daha önce açıklandığı gibi, hayvanlar üzerinden alınan sayım vergisi indiriliyor. Fakat aynı dönemde, insanlar, daha doğrusu çalışan insan olan işçi ve emekçi memurlar üzerinden alınan vergiler artırılıyor. • • •
"Sınıfların kaldırılmasına, kolektif mülkiyete ve emeğin egemenliğine dayanan bir devrimden, ülkemizde zarar görmesi ve hoşnutsuzluk göstermesi muhtemel olanlar, ihmal edilebilecek kadar sınırlı bir sınıf halktır. Ne var ki, daha önceden de belirttiğimiz gibi, proletarya diyebileceğimiz emekçilerimiz arasında henüz bir dayanışma duygusu, bir sınıf bilinci uyanmamıştır. Esasen bizde, Marx'ın devrim için gerekli gördüğü maddi koşullar da henüz gerçekleşmemiştir. Buna dayanarak, Türkiye'nin başlı başına bir sosyalist devrim yapmasını mümkün sanmak ve bunu önermek, olsa olsa bir cinnet eseri veya ham hayalcilik olur. Bir sosyalist toplum, mutlaka bir büyük sanayi gerektirir. Ve bizde bu yoktur. Ancak ve ancak sanayii gelişmiş bir büyük devletin katılması ile ve pek uzun bir zamanda vücuda getirilebilir. Bu noktayı kaydedip muhtemel itirazların önüne geçtikten sonra, iddia edeceğiz ki, Türkiye bu koşulların oluşmasını beklemeden, yalnızca halk sınıflarının toplumsal şartlarına güvenerek, pek yakın bir gelecekte devrimini yapmak zorundadır; değilse bir sömürge halkı derecesine düşmeye razı demektir."
Sayfa 29 - Şefik HüsnüKitabı okudu
Türkiye'de sınıfların olmadığını iddia edenler, sınıf bilincinin doğup yaşamasını önlemek için ceza ve iş yasaları çıkarıyorlar.
Sayfa 103Kitabı okudu
Sovyetler Birliği'nin Türkiye'den toprak istediğini gösterebilen bir tek kaynak bile yok. Görüşmeyi yapan Büyükelçi Selim Sarper'in kendisi dâhil.
Sayfa 228Kitabı okudu
İttihat ve Terakki Partisi'nden Cumhuriyet Halk Fırkası'na dönen, bankacılığa Bursa'da küçük bir memur olarak başlayan Celal Bayar, İş Bankası'ni kuruyor. 1927 yılına kadar önemli bir gelişme göstermeyen bu banka, İttihat ve Terakki'nin İtibarı Milli Bankası'nı kapattıktan sonra büyümeye başlıyor. İş Bankası, hükümetin yardımıyla, önce İtibari Milli Bankası'nın kurduğu ya da desteklediği bazı şirketleri iflasa zorluyor. Sonra da İtibari Milli Bankası'nı yutuyor.
91 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.