İfade Özgürlüğünün Grisi

Türkiye’de Düşüncenin Tutsaklığı 1

Tolga Şirin

Quotes

See All
Herkesin ifade özgürlüğünden dilediği gibi yararlanabildiğini söylemek, kulağa hoş gelse de gerçeklerle uyuşmayan, soyut bir söylem gibidir. Zira sıradan bir yurttaşın egemen düşünce yapılarını sarsan, muktedirleri kızdıran bir şey söylemesi, çok sayıda davaya hazır olmasını gerektirir. Hukuk uygulamasına biraz olsun aşina olanlar, o yurttaşın böyle bir durumda ülkenin "en iyi" avukatlarını tutabilen bir muktedirin "avukat ordusu"yla karşılaşmaya hazır olması gerekeceğini bilir. Bir an için gerçekçi olalım. Ekonomik koşullarla bağlantılı olarak eğitimsiz bırakılmış, büyük olasılıkla hukuk bilgisi eksik, geçim derdiyle boğuşan, yüksek çalışma saatlerinden dolayı davasını takip edemeyecek ve etse bile işinden olma korkusu taşıyan "sıradan" bir insanın ifade özgürlüğünden gerçek anlamıyla yararlanabileceğini söyleyebilir miyiz? Hukuk süreçleri, masraflı finansal etkinliklerdir. Adli yardım vb. türden desteklerin kalite sorunlarını bir an için kenara koysak bile bunlar, söz konusu açığı gidermez. Adli yardımla davayı kazanma ihtimalinin bulunması bile herkesten böyle haklı davanın "neferi" olmasını beklememizi gerektirmez. Bu süreçlerin kendisi yeterince ürpertici hatta caydırıcıdır.
Umberto Eco'nun "sosyal medya, bir zamanlar meyhanede bir kadeh diktikten sonra kimseye zararı olmayacak şekilde lakırdayan ahmaklar güruhuna, Nobel Ödülü kazanmışçasına konuşma hakkı veriyor. Bu da ahmakların istilasıdır" saptamasını doğrularcasına internet, hemen herkesin özel bir filtrelemeden geçmeden her konuda ahkam kesebildiği, herkesin her konuda kısa bir "Google araması" yoluyla edindiği yüseysel bilgilerle bilgiçlik taslayabildiği ve bir tür ilgi bağımlılığı içine savuran aşırı narsistik özellikleri tetikleyen, bunu bireyci ve teşhirci programlar kanalıyla pekiştiren bir zemin sunmaktadır.
Sayfa 228 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Reklam
Nasıl ki bir kâğıda "şeker" yazdığımızda o kâğıt tatlanmıyorsa, sözcüklerle seküler dünyalar yaratma (words that create words) iddiasındaki anayasalarda demokrasiye ve ifade özgürlüğüne ilişkin hoş sözlerin yazılı olması da o anayasaların geçerli olduğu ülkelerdeki yaşamı tatlı kılmaz. Fakat yazılanlar bizim hikâyemizdir ve o diyarda neyin arzulandığına, hangi parametrelerle düşündüğümüze veya düşünmemiz gerektiğine ilişkin imleçlerdir.
Sayfa 190 - Tekin YayıneviKitabı okudu
Efendisi tarafından sakatlanan bir köle olan Epiktetos’un dediği gibi, “özgür olmak düşüncede özgür olmakla başlar, çünkü tiranlık dahi onun karşısında güçsüzdür.”
Sayfa 13
özgür olmak düşüncede özgür olmakla başlar, çünkü tiranlık dahi onun karşısında güçsüzdür.
Herkesin herkesle rekabet halinde olduğu ve zihinlerinin otomatlaştığı bu bağlamda yalnızlaşan ve yabancılaşan insanların her biri kendi başının çaresine bakmaya girişince bundan en çok bireyselcilik zarar görmüştür.
Reklam
Sosyalizme göre toplumun serbestçe gelişimi rekabete dayalı ekonomik ilişkilerle değil işbirliği ile sağlanır. Ekonomik bireycilik hem özgürlüğün hem de bireyin ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Bu açıdan bireyciliği reddetmek, bireyin haklarına önem verilmemesi anlamına gelmez. Bireyin haklarının toplumun ilerici çıkarlarıyla bağdaştırılmasını gerektirir. Dolayısıyla sosyalistler bireyci değildir ama bireyselliğe değer verir
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.