…eğer tekniğin gelişmesi kaynağın gelirini artırmak yerine ondan daha büyük parçalar koparılmasını sağlıyorsa ,ileri teknik ,aslında, geriletici bir teknik olmaktadır.
Türkiye'de bin yıllık bir kültürün süzgecinden geçmiş insan birikimi de vardır, hatta sermaye de. Mesele bunların yanlış kullanılmasından ya da hiç kullanılmamasından doğuyor. Yani un da vardır, yağ da vardır, şeker de. Ancak, helvanın yapılması için uygulanan tarif hatalıdır..
Toplum eğer kendini kıyaslayabileceği bir zenginliğe ve refah düzeyine içte ya da dışta rastlamamışsa, kendi yaşantısını yeterli bulması ve gerilik düşüncesini reddetmesi normaldir.
İslamiyet'in ana prensibi, dinin ana ülküsü, devletin ana ülküsü adalettir. sınıflaşmaya, dolayısıyla adaletsizliğe yol açan mülkiyet meselesini İslam çözümlemiştir. Kur'an'a göre mülk Allah'ındır. Mülkiyet Allah'a ait olunca, o zaman sınıfsız bir devlet oluyor; devlet hiçbir sınıfın devleti olmuyor.
Mustafa Kemal daha sonra etrafındakilerden yakınacak, ''Benimle beraber yola çıkanlar, kendi görüş ufuklarının sonuna gelince, beni birer birer bıraktılar'' diyecektir.
Öteki İslam toplumları gibi Osmanlı yönetiminde de din ve devlet kavramları birleşmiştir, tektir. Bütün temel kurumlarla kanunlar Kur'an'dan ve İslam hukukundan kaynaklanmıştır. Din ve devlet arasındaki bu aynileşmenin sonucunda dinin önemli nitelikleri ve değer ölçüleri devlete kişilik vermiş, yön çizmiş, onu belirlemiştir.
İslam fetihleri, dünyadaki kaosu ve onun doğurduğu asalak hiyerarşileri silip süpürmekle bu yeni uygarlığın ekonomik ve toplumsal şartlarını oluşturdu. Çözülme halinde olan bir kölecilik alemine ya da ufak parçalara bölünmüş ve hareket yeteneğinden yoksun kalmış bir feodal aleme, fetihlerin daha yüksek ekonomik ve sosyal örgüt biçimleri getirmiş olması, zaferin tayin edici faktörüdür.
Osmanlı tarihinin 1550 yıllarına kadar süren ilk dönemini bize ileten ve yorumlayan tarihçilerin hemen hepsi bir noktada birleşiyor; Osmanlı köylüsünün çağın koşulları çerçevesinde benzerleriyle kıyaslanmayacak kadar düzenli ve güvenli bir yaşama sahip olması.
Batı tarafından ismi “Barbar” a çıkarılan Osmanlıların hiç beceremedikleri bir talan ve vahşet, Türklerin üç yüzyılda sağlayamadığı zenginliği 30 yılda Avrupa’ya getirecektir.