Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi

İsmail Cem

Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi Posts

You can find Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi books, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi quotes and quotes, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi authors, Türkiye'de Geri Kalmışlığın Tarihi reviews and reviews on 1000Kitap.
Osmanlılar’da hakim dünya görüşünün bir başka niteliği, ferdin bütün içinde kaybolması; güvenliğe ve başarıya cemaatin bir parçası olarak ulaşması, bunu böyle bilip kabullenmesidir. Bu dünya görüşünde, Yunan’dan, Roma’dan ve Hristiyanlıktan oluşan Batı Medeniyetinin tek başına yaratıcı, dinamik ferdi yoktur. Onun yerine, cemaatin bir parçası olan fert vardır. Kendi kurtuluşunu, Batılı gibi tek başına yürüteceği bir kavgada değil, toplu olarak sürdürülen mücadelenin başarısında aranmaktadır.
Ekonomik koşulların yanı sıra Kuran’ın yorumu, tasavvuf ve gelenekler bu toplumu hem ekonomik hem sosyal anlamdaki ferdiyetçilikten uzak tutmuş ona cemaatçi bir özellik vermiştir.
Reklam
d) Osmanlı insanında temel nitelik önceliğiyle var olması gereken güvenlik kavramı, bireysel değil toplumsaldır. Güvenliğe ancak cemaatin bir parçası olarak, cemaatin aracılığıyla erişilebilirdi. Köyün ve sipahinin köylünün güvenliğini, Ahi teşkilatının esnafın güvenliğini sağlaması gibi.
c) Kişinin her şeyden önce yumuşak başlı olması, cemaate, toplumun çıkarına uyması gerekmektedir. Bu kişi iş bölümüne sadık kalmalı, kendini tek başına bağımsız bir güç olarak değil, cemaatin meydana getirdiği bütünün küçük parçası şeklinde görmeli, gücünü ancak cemaatten aldığını bilmelidir.
b) Ekonomik düzenin kişide bulup dayanması gereken cemaatçi niteliğin bir devamı, onun hırs sahibi olmamasıdır. Osmanlı düzeninde hırsa yer yoktur. Herkes eline geçenle yetinecek, bunun ancak sınırlı ve toplum düzenini bozmayacak ölçüde artmasını kabullenecektir. Köylü, toprağını genişletmek tutkusuna kapılmayacaktır. Daha çok kazanmak için çiftini çubuğunu bırakıp başka işe koşmayacak, yetiştirdiği ürünün çeşidini bu amaçla değiştirmeyecek. Bu eğilimler saat gibi işleyen bir düzeni yıkabilir.
a) Düzenin var olması ve yürümesi için, insanların her şeyden önce ekonomik açıdan “ferdiyetçi olmamaları” gerekmektedir. Osmanlı ekonomik düzeni, ferdiyetçilikle bağdaşmaz: Kişi, ayrıntılarıyla hesaplanmış bir mekanizmanın içinde devlet ya da temsilcilerin gösterdiği belirli işi yapmak durumundadır.
Reklam
Osmanlı ekonomik düzeni ancak belirli bir dünya görüşünün ve belirli bir insan tipinin var olduğu ortamda oluşabilirdi. Bu dünya görüşünün ve insanın niteliği tek kelimeyle belirtildiğinde “cemaatçiliktir.”
Osmanlı toplumunun gelişmesindeki ikinci temel neden, ekonomik düzenin Osmanlı insanıyla ve bu insanın dünya görüşüyle tam bir denge kurabilmiş olmasıdır.
Ekonomik ferdiyetçilik eğilimleri imparatorlukta mevcuttur. Eğilimlerin tarımsal bünyedeki örneği olan derebeylik bir mantar gibi yeniden bitmeye hazır olup devlet bu eğilimlerle sürekli mücadele halindedir. Yönetim onların gelişip büyümesine imkan tanımamaktadır. Ancak bu mücadele devletin gücüne ve merkezi otoriteyi korumasına bağlı olduğundan, dengenin bozulmasıyla mantarlar hızla gelişeceklerdir.
Osmanlı toprak rejimi olmasaydı o güçlü ordu yerine derebeylerinin etrafında toplanan çapulcu alayları olurdu, aynı dönemin Avrupa’sında örneklerine rastlandığı gibi ve ordu olmayınca ne fetihlerden söz edilebilirdi, ne de imparatorluktan.
990 öğeden 651 ile 660 arasındakiler gösteriliyor.