Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları

Orhan Gökdemir

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları Sözleri ve Alıntıları

Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları sözleri ve alıntılarını, Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları kitap alıntılarını, Türkiye’de Yahudi Hıristiyan Savaşları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Doğan Avcıoğlu şöyle anlatıyor: “Herzl tehdit, rüşvet ve sermaye getirme silahlarını kullanır. İmparatorluğun mali işlerini yöneten Osmanlı Bankasını toptan satın almak ve bu yoldan Hamid üzerinde baskı yapmak tehdidini, inandırıcı biçimde sahneye koyar. Osmanlı Bankası idarecilerine verilecek 50 milyonluk bir garanti ile Türkiye’ye akan musluklar kesilecektir. Tehdit etkili olur. Abdülhamid’ “pazarlık” hakkında şunları söylüyor: “Para kuvveti her şeyi yapar. Onlar bugün hükümet teşkil edecek değiller ya, bu bir mukadimedir. Gaye ve emeldir. Şimdi işe başlayıp birçok sene, hatta bin sene sonra maksatlarına muvaffak olabilirler ve zannederim olacaklardır da.” Yani Abdülhamid’in Yahudilere yönelik katı bir tutum içinde olduğunu söylemek mümkün değildir.
Sayfa 60 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Yahudi bankerlerinin silinişi ise en çok Ermeni sarrafların önünü açmıştı; Yahudilerin düşüşü, Ermenilerin yükselişi anlamına geldi. Uluslararası ticarette ise liderlik Rumların elindeydi. Birbirlerine diş bilediklerini ve kin biriktirdiklerini artık biliyoruz. Gerisini “Semitik” bir kaynaktan izliyoruz: “Art arda gelen bu rejim değişiklikleri, Türk-Yahudi ilişkilerinde bir değişim yaratmamıştır. Osmanlı Devletinde, Türk-Rum ve Türk-Ermeni ilişkilerinin aksine, Türk-Yahudi ilişkilerinde daima egemen olan şey ‘güven duygusu’ olmuştur. II. Abdülhamid, uyguladığı baskılar dolayısıyla, Rumlar ve özellikle Ermeniler tarafından, sık sık suçlanmış; fakat Yahudiler, Sultan’dan herhangi bir şikâyette bulunmamışlardır.
Sayfa 276 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
Osmanlı İmparatorluğu yıkılırken Yahudiler geriliyor, Yunanlılar ise ilerliyordu. Yunanlılar ticari avantajlarını siyasi avantaja çevirmesini de becerdiler. Osmanh Devleti'nin önemli mevkilerini artık Yahudiler değil, Helenler tutuyordu. Fenerliler iktidardaydı. Diplomasi 1699 Karlofça Antlaşmasından, 1821’deki ayaklanmaya kadar hemen hemen Helenlerin yönetimindeydi. Ticaret aracılığıyla Helenleştirdikleri Balkanları, siyasal olarak da kontrol edebiliyorlardı.
Sayfa 258 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Munis Alp (Moiz Kohen) ise “Vatandaş Türkçe Konuş” kampanyasının mucitlerinden biriydi. Ermeni ve Rum yurttaşlarımızı hedef aldığı kesindir. Ama insan, böyle birinin ikinci dili için bu kadar çırpınmasını anlayamıyor. Vatandaş Türkçe konuşsa ne, konuşmasa ne? Demek bu şiddetli “Türkçülük”te, sonradan Türk olmanın şiddeti var.
Sayfa 170 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Yunanistan’ın üyeliğinin ‘AvrupalIların yaklaşık üç bin yıllık Yunan mirasınaolan kültürel ve siyasal borçlarının geri ödenmesi’ olarak görüleceğini belirtmişti.”265 Tahkim edilmiş olduğunu biliyoruz. İşte 1830’lu yıllarda bir köy olan Atina’nın bir başkent haline gelmesinin öyküsü budur.
Sayfa 293 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
İngiliz konsolosunun 1867 Martında gönderdiği bir rapora göre, Belgrad Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu, Yahudileri ‘Türklerin casusu ve gizli ajanı’ ilan etmiş ve onlara savaş açmıştı. İçeride de kanlı çatışmalar sürüyordu. “Abdülaziz’in padişahlığı döneminde, 1865’de İstanbul’un Kuzguncuk semtinde yaşayan Rumlar, mahallelerinde bir Rum çocuğunun kaybolması üzerine, çocuğun Yahudiler tarafından, kurban edilmek için kaçırıldığı şaiyasını yaymış ve buna kulak veren çok sayıda Rum, Yahudi evlerine saldırmıştır. Çocuğu aramak bahanesiyle evlere giren Rumlar, 300 Yahudiyi öldürmüştür. Sadrazam Kıbrıslı Mehmed Emin Paşa, olayları zorlukla kontrol altına alabilmiştir. Yapılan soruşturma sonucunda, iddianın mesnetsiz olduğu ve Rumlar tarafından uydurulduğu anlaşılmıştır
Sayfa 277 - Destek Yayınları, 2012Kitabı okudu
Reklam
24 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.