Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap

Doğan Avcıoğlu

Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap Posts

You can find Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap books, Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap quotes and quotes, Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap authors, Türkiye'nin Düzeni / Dün-Bugün-Yarın / Birinci Kitap reviews and reviews on 1000Kitap.
Batı'da, muazzam sömürge yağmaları ve menüfaktürdeki gelişme, hem feodal devleti, hem de tüccarı zengin ettiğinden. bu işbirliği kendiliğinden sağlanmıştır. Her an seferde kalabalık bir ordunun beslenmesi, milyonluk Istanbul örneği büyük şehirlere ucuz ve yeterli besin maddesi sağlayabilmenin teminat altına alınması ve kaçınılmaz gözüken uzun savaşlar gibi güç davalar yüklenmiş bulunan merkeziyetçi ve müdahaleci Osmanlı Devleti ise bu rahatlığa sahip değildi. Sadece iaşe derdi dahi, devleti muhafazakar olmaya ve eski düzeni geri getirme yolunda çaba göstermeye zorlamaktaydı.Üstelik, milletlerarası ticaretin ve okyanusların önemi doğru değerlendirilmekle birlikte, fiyat yükselmeleri yoluyla ithal edilen ekonomik buhranın nedenleri anlaşılmış değildi. Kudretli merkeziyetçi devlet, bozulan düzeni geri getirmeye uğraşacak, bu uğurda seller gibi kan akıtılacak. buhran bu yüzden daha da büyüyüp genişleyecektir. Yükselme döneminde kapitalizme yönelişte avantaj sayılabilecek olan merkeziyetçi devlet, buhran başgösterince, kapitalizme yönelişi engelleyici bir rol oynayacaktır. Esasen, uzunca süren bocalama döneminden sonra merkezi devlet ve onun temsilcisi olan hükümdar, Prof. Uzuncarşılı'nın deyimi ile, «Son Abbasi halifesi gibi, vezirlik, beylerbeylik, kapıcıboşılık vesaire menşurları veren» bir kukla durumuna düşecektir. Buhranın nedenleri anlaşılmış olsa bile, harekete geçebilmek güçtü, ama olanaksız değildi.
Kapitalizmin dikkatli inceleyicilerinden Maurice Oobb'a göre, yükselen tüccar sınıfının Doğu'da olsun. Batı'da olsun evrensel bir özelliği, imtiyazlı duruma gelince, feodal toplumla uzlaşmaktır.
Reklam
«Eskiden bellibaşlı ihraç metalarımız arasında bulunan saf kumaşlar, kadife. ipekliler, halı, şap, boya, bakır kaplar ve deri eşyanın sürümleri de gittikçe duralarnakta idi. Eskiden sattıkları bazı lüks eşya ve maddelere mukabil, bizden pahalı ağır kıymetli kumaşlar satın alan Avrupalılar bu defa bizden yalnız ucuz fiyatla hammadde topluyorlar ve bu hammaddeleri, istihsal metotlarının, ticari organizasyonlarının ve nakliyat servislerinin üstünlüğü sayesinde tekrar bize satarak, Türk yerli sanayii zararına, iş hacimlerini ve ticari karlarını her gün daha fazla arttınyorlardı
Tarihe, Kendi Penceresinde Bakabilmek...
Bazı bilim adamlanmız, ilerde başımıza dert açacak olan kapitülasyonların dahi, Türkiye'de ticareti cazip kılarak ticaret yollarının değişmesini bir ölçüde önlemek amacıyla verildiğini söylemektedirler
Nitekim dünya tarihinde yeni bir dönemin başladığını haber veren bu değişiklik, uyanık Osmanlı yöneticileri ve .bilginleri tarafından zamanında anIaşılmış ve tehlike çanları çalınmıştır. Mesela, :XVI. Yüzyılın ilk yarısında Lütfi Paşa. Sultanların bu tehlikeye dikkatlerinin çekildiğ1ni Asarname'de yazmaktodır. Sultan Selim ve Kanuni'ye, «lstanbul'un velinimetinin deniz olduğu, gemiler gelmezse, Istanbul'un batacağı», kafirlerin deniz savaşında Osmanlılardan ileri gittiği, bu durumun düzeltilmesi gerektiği» bildirilmiştir. lll. Murat Için 1580'de bir Osmanlı coğrafyacısının hazırladığı bir yazıda Avrupalıların Amerika. Hindistan ve Basra Körfezi kıyılarına yerleşmesinin tehlikeleri belirtilmiş, tedbir olarak Süveyş Kanalı'nın açılması ve Hint Okyanusu limanlannın kafirlerden geri alınması istenmiştir.
Buhran. Doğu-Batı ticaret yolunun Akdeniz'den Okyanuslara kayması biçiminde hissedilmiştir. Milletlerarası ticaret yolunun değişmesinin, bu ticaretten yararlanan şehir ve köyler ile devlet hazinesi üzerinde, giderek nasıl bir sarsıntı yaratacağı açıktır'". Prof. Barkan'ın yaptığı araştırmalar, XVI. YüzyıIda baharat yolu üzerindeki bazı şehirlerde gümrük gelirlerinin azaldığını ve nüfus artış hızında önemli gerilemeler olduğunu göstermektedir. Bu eğlllm zamanla güçlenmlştlr. Tarlhçilerlmiz, genellikle. bu görüşü paylaşmaktadır. Prof. İbrahim Kafesoğlu, Türkiye"nln gerileme nedenini şöyle açıklamaktadır: "Türkler. XVI. Yüzyıl ortalarına kadar, yeryüzünün en ileri toplumu idiler. Dünyanın yarısı ve en güzel parçaları ellerindeydl. Avrupalıların yeni deniz yolları bulmaları ve kapalı kıta sistemınden çıkmaları, iktisadi düzeni Türkler aleyhine bozdu. Avrupalıları dünyanın efendisi yaptı». Prof. Zeki Velidi Togan da aynı görüşü benimsemektedlr: «Asıl ve en önemli sebep dışarıda ve bu da deniz ticaretinin gelişmesldir». <Hayat-Tarih Mecmuası, Şubat ve Mart 1966). Elbette ticaret yolunun değişmesi, tek bir soyut olay olarak ele alınamaz. Mesele. rollerin değişmesi, Doğu üstünlüğünün yerini Batı üstünlüğünün almasıdır. Rollerdeki bu değişikliğin, Türkiye'yi ciddi bir buhrana sürükleyen ekonomik, sosyal, politik, askeri vb. karmaşık etkileri olmuştur
Reklam
161 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.