Öyle ki, Kürtçe, konuşma dili olarak yasaklanarak, Kürt
ananın cezaevindeki oğluyla konuşmasının dipçikle engellenmesinden, mırıldandığı Kürtçe bir ezginin bedelini ya polis kurşunuyla, ya işkencede, ya cezaevinde ödemeye değin, Kürtler üzerinde yoğunlaştırılan dilsel ve kültürel baskılar, ayrılıkçı siyasal hareketleri tetikledi, şiddete dönüştürmekle kalmadı, şiddeti yaygınlaştırdı ve yeğinleştirdi. Baskı o denli dayanılmaz yoğunluktaydı ki, Diyarbakır Cezaevinde Kürt gençler topluca kendilerini yakarak yaşamlarıyla bir halkın çiğnenen onurunu kurtarmaya çalıştılar. 12 Eylül askeri yönetimi, NATO planı çerçevesinde kirli savaşla kirletilen ülkeyi, bir halkı ayaklanacak boyutta ve derinlikte daha çok kirletmiş, ulusu ve ülkeyi lime lime bölmesi için programlanan PKK'nin, birkaç yıl içinde Türkiye'ye karşı savaş açacak denli güçlenmesinin toplumsal ortamını yaratmış, önünü ve yolunu açtı.