Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427

Johannes Schiltberger

Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427 Sözleri ve Alıntıları

Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427 sözleri ve alıntılarını, Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427 kitap alıntılarını, Türkler ve Tatarlar Arasında 1394-1427 en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Timur'un 7 bin çocuğu öldürmesi
Isfahan halkı, Timur’un memleketi terkettiğini duyunca, şehrin kapılarını kilitleyip, altıbin işgal kuvvetini öldürdüler. Timur bunu öğrenince geri dönüp, şehrin önüne tekrar geldi ve onbeş gün kuşattı. Fakat şehri fethedemeyince ahalisi ile bir anlaşma yaptı. Onlar kendisine şehirde bulunan nişancıları büyük bir sefer için kendisine ödünç verecekler, Timur da bunları sonradan onlara geri yollayacaktı. Şehirliler ona onikibin nişancı gönderdi, Timur da bunların başparmaklarını kestirip şehre geri yolladı. Ertesi gün şehri zaptederek atı ile içeri girdi. Ahaliyi yakalatarak 14 yaşından büyük olanların kafalarını kestirdi. 14 yaşından küçükler ayrıldı. Kesilen kafalardan şehrin ortasında bir kule yapıldı. Sonra kadınlar ve çocukların şehrin dışındaki bir yere sevkedilmelerini emretti. Yedi yaşından küçük çocukların belirli bir yerde toplanmaları gerekiyordu. Adamlarına bunların atların ayakları altında çiğnenmesini emretti. Kendi danışmanları ve çocukların anaları bunu duyunca ayaklarına kapanıp çocukları öldürtmemesini dilediler. Bunu işitmezlikten gelip çocukları atlariyle ezmelerini yeniden emretti fakat kimse ilk olmak istemiyordu. O zaman öfkeye kapıldı ve kendisi atını sürerek: "Şimdi kim arkamdan gelmek istemiyor, görmek istiyorum" dedi. Onlar da Timur’u takip etmek zorunda kaldılar. İki defa çocukların üzerinden geçerek hepsini ezdiler. Tümü yedibin kadardı. Sonra şehir tamamen yakıldı. Timur, kadınları ve kalan çocukları alıp memleketine götürdü. Böylece, oniki yıldan beri ayrı olduğu kendi başkenti Semerkant’a döndü.
Çünkü ilmin gayesi sadece fayda temini değil bitmeyen insan tecessüsünü, öğrenmek, bilmek hususundaki susuzluğu gidermektir.
Reklam
Memlük sultanındaki egoya bak)
Bir kraldan veya yabancı bir hükümdardan Sultana bir elçi gelirse, Müslümanlarda adettir, elçi, üçyüz-dörtyüz atlı ile hatta altıyüz atlı ile gelir. Sultan, gelişi öğrenir öğrenmez tahtına oturur, pahalı elbiseler giyer, kıymetli taşlar takınır ve önüne yedi kat perde çektirir. Elçi onun önüne çıkmak istediğinde perdeler birer birer açılır. Herbirinin önünde elçinin eğilip yeri öpmesi gerekir. Son perde açılınca, elçi Sultanın önünde diz çöker. Sultan elini uzatır o da öper sonra getirdiği haberi sunar.
Niğbolu savaşından kaçanlar gemilere çıkmak istiyorlar, o zaman geminin içindekiler, gemiye yapışanların ellerini keserek onların boğulmalarına neden oluyorlardı.
Emir Timur'un vahşilikleri 1
Şehir surlarının birkaç yerinde lağımlar açıldı. Böylece her ne kadar Bayezid beş-bin silahlıyı koruyucu olarak bırakmış idiyse de, şehri fethetmeyi başardı. Bütün bu koruyucular, canlı olarak gömüldü. Böyle yapılmasının sebebi şuydu Timur şehri fethettiğinde işgal kuvvetlerinin yüzbaşısı onların kanlarının dökülmemesini dilemişti. Timur da kendisine bunu vaadetmişti, bu sebeple hepsi diri diri gömüldüler. Daha sonra Timur, şehri yıktırdı, ahalisini tutsak edip, kendi memleketine götürdü. Bunlar arasında dokuzbin bakireyi de tutsak etmiş ve memleketine getirtmişti.
Sivasın ele geçirilişiKitabı okudu
Reklam
Sultan Bayezid'in esir katliamı
Bayezid, zaferi kazandıktan sonra, Ordugâhını, Kral Sigismund’un ordusiyle birlikte kaldığı yere kurdu. Sonra savaş alanına giderek şehit düşenleri, gözden geçirdi. Ne kadar çok adamının öldüğünü anlayınca büyük bir hüzne düştü ve dökülen bu kanları intikamsız bırakmamaya andiçti. Adamlarına, ertesi gün bütün tutsakları önüne getirmelerini emretti, aksi halde ağır şekilde cezalandırılacaklardı. Ertesi gün adamları geldiler, herkes kendi aldığı tutsakları bir ipe bağlı olarak sürüyordu. Ben de diğer iki kişiyle birlikte iple bağlı idim. Sonra Kral, herkesin kendi tutsağını öldürmesini, bunu yapmak istemeyenlerin, kendileri adına başkasına yaptırmalarını, emretti. Benim beraber olduğum iki tutsak da alındı ve kafaları kesildi. Sıra bana gelmişti ki Kralın oğlu (şehzade) bana bakıyordu; benim hayatta bırakılmamı, öldürülmememi sağladı. Beni diğer çocukların yanına götürdüler, çünkü yirmi yaşından küçük olanlar öldürülmüyordu. Ben o sırada henüz onaltı yaşında bile yoktum.
Zira çalışmak kutsaldır ve insanlar boş geçen vakitlerinde çalıştıkları zamanlara göre daha çok günah işler.
İki hoca yüksek sesle "Thary wirdur, messe chulochur, maria(lara) (kara)baschidur, machmet kassuldur." diye bağırırlar ki anlamı şudur: Tanrı birdir, mesih (isa) kuludur, Meryem kızıdır. Muhammed en büyük peygamberdir. (*) (dipnot) Schiltberger'in ağzından duyup not ettiği bu ibarede çok ilginç bir şey görüyoruz. Daha o zaman Türkler "Tanrı birdir" diyorlarmış yani "Allah" yerine Tanrı kelimesi kullanılıyormuş. Buradaki metnin doğru anlamı ise "Tanrı birdir. Mesih onun kuludur. Meryem karabaşıdır (kadın kuludur), Muhammed resulüdür. Açıktır ki bu Metin gerçek kelime-i şehadete uymayan Schiltberger'in yakıştırmasından ibarettir.
Sayfa 165 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Reklam
Emir Timur'un vahşilikleri 2
Timur şehre saldırarak, onu ele geçirdi. Şehrin alınışından sonra, hemen hemen piskoposa tekabül eden Kadhi (Kadı) Timur’a gelerek ayaklarına kapandı ve kendisi ve hocalar için merhamet diledi. Timur, hocalarla camide toplanmalarını emretti. Kadı, çoluk çocuğu ile birlikte hocaları alarak camie gitti. Bu arada başka kimseler de camie girdiler. İhtiyar ve genç hepsi otuzbin kişiydi. Timur, cami dolunca kapıların kapanması talimatını verdi ve emir yerine getirildi. Sonra camiin etrafına odunlar yığdırdı ve ateşlenmesini emretti. Bu suretle camideki bütün insanlar öldü. Ayrıca adamlarından herbirinin kendisine bir adamın kellesini getirmesini emretti. Bu emir de yerine getirilerek üç gün devamınca sürdü. Timur, bu kafalardan yığma yoliyle üç kule yaptırdı, ve şehri tahrip etti.
Şam'ın fethiKitabı okudu
Adam kılpayı kurtulmuş
Bu nedenle, rivayete göre sayıları on binleri bulan tutsağın, Sultanın huzurunda kafaları uçurulmaya başlandı, tutsaklar, birkaç tanesi birlikte bağlanmış olarak getiriliyorlardı. Bu arada, iki tutsakla birlikte çocuk yaşta biri de Sultanın önüne getirildi. Diğer ikisinin işi bitirildikten sonra sıra üçüncüye geldiğinde, tutsağın çok genç olması, Sultanın yanında duran şehzadenin dikkatini çekti, çocuğa acıdı. Oğlunun dileği üzerine Sultan tutsağı affettiği gibi, 20 yaşından küçük olanların öldürülmesini men'etti. Kendi ifadesine göre, canını kurtaran Schiltberger, o zaman henüz onaltı yaşında bulunuyordu. Hayatı gençliğine bağışlanmış oldu. Diğer birçok tutsakla birlikte Gelibolu üzerinden başkent Bursa'ya gönderildi.
Karaman'ın Fethi
Yakalanıp Bayezid’in önüne getirildi. O, "Neden bana tâbi olmayı kabul etmek istemedin?" diye sorunca, Karaman, "Çünkü ben de senin gibi bir Bey’im" diye cevap verdi. Bayezid bunun üzerine çok öfkelendi ve üç kere bağırarak, birinin Karaman’ı alıp götürmesini bildirdi.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.