"Arap tarihçilerinin dediği gibi mefâzetü'l-Gûz'dan yani, Oğuz bozkırlarından kopup gelen, önce Anadolu yarımadasında sonra da Rumeli ve yüzyılların medeniyet kaynağı İstanbul'da yerleşen insanların eski Akdeniz medeniyetleriyle yarışırcasına yarattıkları bir medeniyetin özetlenmiş bir tahlilidir bu kitap. Bu arada imparatorluğun kuruluşunda, ardından da çöküşünde etken olan öğeleri tespit etmeye savaşmakla da bir çeşit öz eleştiri olarak nitelendirilmelidir. Öyle ki XVI. yüzyılda, tabiatiyle sosyal, ekonomik ve eğitimdeki gelişmelerin sağladığı üstünlükle bir cihan imparatorluğu düzeyine ulaşan bu devleti kuran kişilerin torunlarının, XX. yüzyılın ilk çeyreğinde Anadolu'nun bağrında yaşamaya da ölüm kavgasına düşme nedenlerini de bu küçük eserde bulma ihtimali vardır zannediyorum."