Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Türklerin Kökeni

Osman Karatay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Türklerin bu şekilde lanse edilmesi!
Tarihi gerçekler, belgeler tüm aydınlığıyla ortada olduğu halde bugün neredeyse herkes Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını söylemiyor mu? Halbuki öldürülen 600.000 kişi Müslümandı. Soykırım Müslümanlara, bilhassa Türklere yapıldı. Şimdi herkes öyle diyor diye tarihte Ermenilere soykırım yaptığımız mı yazılacak?
Çok mutluyum:)
Türk olmak zor iş ama mutlu olmak için yeterli.
Reklam
Tarihi gerçekler, belgeler tüm aydınlığıyla ortada olduğu halde bugün neredeyse herkes Türklerin Ermenilere soykırım yaptığını söylemiyor mu ? Halbuki öldürülen 600000 kişi Müslüman'dı ; soykırım Müslümanlara,bilhassa Türklere yapıldı. Ölen 110000 Ermeni ise Suriye'ye göçerken bilhassa Kürt çetecilerin saldırıları sonucu telef oldu. Şimdi herkes öyle diyor diye tarihte Ermenilere soykırım yaptığımız mı yazılacak?
Sayfa 180 - KriptoKitabı okudu
Tek bir makalesi Türkçeye dört defa çevrilen ve bunlardan üçü kitap olarak yayınlanan Czeglédy, Ptolemeus'ta Khounoi biçiminde yazılan ismin Hun kelimesine benzemesinin bağlantı kurmak için yeterli olmadığını, Kafkasların kuzeyindeki bu halkı Hunlarla ilişkilendirdiğimizde karşı soruların cevapsız kalacağını söyler. Karşı soruların ne olduğunu o söylemiyor ama biz biliyoruz: O devirde Hunlar bu kadar batıda ne yapıyorlardı? Bir 20. yy. bilgininin 1900 sene öncesine gidip Zülkarneyn gibi Hunların önüne set çekmesine sadece şaşmak lazım. Devletleri dağılmış ve Çinlilerin elinden büyük felaketler yaşayarak kaçıp hayatını kurtarabilmiş Hunlardan bir taifenin Kafkas düzlüklerine kadar gelmesine engel olan hüküm nedir acaba? Böyle gayet mümkün ve beklenen bir hadiseye bile imkân tanımayan bir yaklaşım, elbette eski çağlarda Hazar'ın kuzeyindeki sahanın yerlisi olarak yaşayan Türklerin varlığını hiçbir şekilde kabullenmeyecektir. Türklüğü bir Altay kavmi olarak dünyanın doğu kenarına doğru bir yere yerleştirme konusunda özde farklı düşünmeyen Sinor bile bu düşünceye isyan etmiş. Yaşlı Plinius ile Pomponius Mela ve onlardan 500 sene önce aşağıda değineceğimiz satırları yazan Herodotos'ta bizzat 'Türk' kavminden bahsedilmesinin ve bu bölgelerde çeşitli Türk topluluklarına rastlanmasının doğal olduğuna parmak basmıştır.
Sayfa 187 - 188
Aslında önerilen şey ana yurt veya türenek tespitindeki en güvenilir yöntemdir ve bütün büyük dil aileleri ve alt kolları için uygulanmıştır. Bir topluluk, dolayısıyla dili belli bir coğrafi sahada ortaya çıktıysa orada yaşayan bitki ve hayvanları ve de fiziki dünyanın oraya has gerçeklerini ifade için gerekli kelimeler muhakkak bulunacaktır. Türkçede kayın ağacı için kendi kelimemiz var ama hurma için yok. Dolayısıyla Türk dili kayın ağacının olduğu ama hurmanın olmadığı bir yerlerde ortaya çıkmıştır. Dilimizde zürafa kelimesi bulunmuyor, dolayısıyla atalarımız bu hayvan hiç görmemişlerdir. Öte yandan Ekvator kuşağında yaşayan halkların dilinde de buzla, hatta karla ilgili bir kelime bulunması beklenmez. Herhalde suyun donduğunu hayal bile edemezlerdi. Ana Türkçe veya kök dilimiz diğerlerine kıyasla zengin bir kelime hazinesine sahip. Elimizde yeterli sayıda kelime var ve bunların içinde bitki ve hayvan, özellikle de tarımla ilgili tabirler çok fazla bir yüküne ulaşıyor. Lakin bugüne kadar kırk deveyi hendekten atlatmaya çalışan 'Türkiyat'çıların bu konuyu ihmal etmelerini anlamak zor.
Sayfa 174 - 175
Reklam
Ne yazık ki!
Bölgemizdeki Türklüğü tanımlarken sadece tasnifte değil, adlandırmada da önemli sorunlar bulunuyor. Örneğin aynı Lehçeyi konuşan üç kişiden Urfalıya Türk, Kerküklüye Türkmen ve Salmaslıya Azeri diyoruz.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.