Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Türklük İncelemeleri

Abraham Galante

Türklük İncelemeleri Sözleri ve Alıntıları

Türklük İncelemeleri sözleri ve alıntılarını, Türklük İncelemeleri kitap alıntılarını, Türklük İncelemeleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
EK 5- Fransa ve Türkçe
Avrupa’da, Arapça’nın tahsiline 16. asırda başlanmıştır. Fransa, yukarıda söylendiği vechle on yedinci asırda Kolber’in delaletiyle sair Avrupa memleketlerinden evvel -velev ki Fransa’nın haricinde olsun- Türkçe’nin tahsili lüzumunu hissetmiştir.
Sayfa 232 - Yeditepe Yayınevi, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
30- Türk Hurafatında “Salı” Günü
... -“Efendi, dedi, bugün Salı günü olduğunu unuttum. Böyle bir günde İstanbul şehri Türkler’in eline düşmüştür. Rumlar için bir matem günüdür. İşte bu sebepten dolayıdır ki, Salı günü seyahate çıkmam ve hiç yeni bir işe başlamam.” Bu sözler üzerine, bizim kayıkçının sözleri hatırıma geldi. Biçare adamcağız, Salının uğursuzluğunun menşeini bilse idi, o gün sefere çıkmaktan korkmaz ve Salının Türkler için pek uğurlu olduğunu anlar idi.
Sayfa 205 - Yeditepe Yayınevi, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
Reklam
30- Türk Hurafatında “Salı” Günü
Salı’nın uğursuzluğunun menşei, milli bir matemin sene-i devriyesinin müruru zaman ile halk arasında aldığı şekilden ileri geliyor. Mesele gayet basittir. Bizans İmparatorluğunun payitahtı olan İstanbul şehri, bir Salı günü Türklerin eline düşüyor. Kocaman bir imparatorluğun mevcudiyetine hatime (son) veren bu vak’a; tabiidir ki Rumlar için bir matem günüdür. Halbuki, Türkler için bir bayram günüdür. Çünkü, böyle bir günde, büyümekte olan Osmanlı İmparatorluğu’nun Avrupa ve Asya kısımlarının ortasında kalmış olan ve dünyanın en güzel bir vaziyetinde bulunan İstanbul şehri fethedilerek payitaht ittihaz edilmiştir.
Sayfa 207 - Yeditepe Yayınevi, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
25- Türkleşmek Yolu
Derler ki vergilerini veren, vazife-i askeriyesini îfâ eden, Türkiye’nin herhangi bir ferdi Türk sayılır. Bu küflenmiş ve pas tutmuş bir düşünüştür. Çünkü, vergileri verdiren, vazife-i askeriyeyi ifa ettiren kanundur. Kanun korkusu olmasa, dünyanın hiç bir tarafında hiçbir kimse gönül rızası ile vergi vermeye ve askerliğe gitmeye şitab etmez. Bir memleket her şeyden evvel, evladının ruhi merbutiyetiyle yaşar. Tehlike zamanında, bir memleketi kurtaran o ruhun yüksekliğidir ki, en kuvvetli ordulardan daha yüksek ve daha müessirdir.
Sayfa 170 - Yeditepe Yayınevi, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
28- Kitab-ı Mukaddes’in Türkçe Tercümesi
Kitab-ı Mukaddes’in ilk Türkçe tercümesi Lehistan’dan İstanbul’a geçtikten sonra ihtida ederek Ali Bey ismini almış bir Lehli tarafından, miladın 1666 senesinde yapılmıştır. O zaman İstanbul’da henüz Türkçe kitap basan matbaa yoktu. Binaenaleyh Kitab-ı Mukaddes’in müsveddesi, kim bilir ne suretle ve münasebetle, Leiden Darülfünun’u kütüphanesi depolarında bir buçuk asır kadar mahfuz kalmıştır. Ondokuzuncu asrın rub’u-i evvelinde (ilk çeyreğinde), müsteşrik Bern Van Diez, Leiden’in zengin kütüphanesini ziyaret ettiği sırada, müsveddeyi keşfederek tashihini deruhte etmiştir. Fakat, mumaileyh 1825’de işini ikmal etmeden vefat ettiğinden, Paris Elsine-i Şarkiyye (Doğu dilleri) muallimi Kieffer (Kifer) tashihin mabadını takip ve ikmal etmeye muvaffak olmuştur. Kifer’in tashihini Redhouse (Redhauz) ve 1862’de bu sonuncunun tashihini Doktor Herrick (Herik), Doktor Weekly (Vekli) (ve vekili) Konstantiyan Efendi’den mürekkeb bir komisyon gözden geçirmiştir. 1870 senesine gelindiğinde Kitab-ı Mukaddes’in Arabî hurufuyla olan Türkçe tercümesi, Paris’te tab olunmuş ve tarihten beri İstanbul’da tab olunmaktadır.
Sayfa 197 - Yeditepe Yayınevi, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
16- Türkçe’de Ümmet, Millet Kelimelerinin İstimali
Manalarında bir fark görülmek istenilen “ümmet” ve “millet” kelimeleri, Samice oldukları için, Sami lisanlarda olan mana ve münasebetlerini tedkik edeceğim: Ümmet – Asurice’si “Amnu” (oummanou), İbranice’si “umma” (aumma), Aramcası “umta” (aumto), Arapçası “ummat” (oummat) ve Arapça’nın Türkçe telaffuzu ile “ümmet”dir. İmranice’nin Cem’i “ummot” (oummot) ve “umim” (oumim) olup, “kabileler” dahi ifade eder. Arapça’nın cem’i “ummam” (oummam) ve Türkçe telaffuzuyla “ümem”dir. Millet – Aramcası “milta” (milto) olup, “kelime” ve İbranicesi “mile” (mila) kezalik “kelime” ifade eder. Bu kelime, Aramca’da “söylemek” ifade eden “milel” (malel) den müştakktır (türemiştir). Asurice ve Arapça’da bu manada kullanılan kelime yoktur. “Millet” kelimesi elsine-i Samiye’nin ancak Arapçasında “ümmet” ve “kavim” manasında kullanılır.
Sayfa 116 - Yeditepe Yayınları, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
Reklam
10. Kullandığımız Türkçe Ay İsimlerinin Menşei
Elyevm (bugün) kullandığımız Türk aylarının isimlerinin menşei yabancıdır. Bu aylardan altısı Akadca (yani Asur-Babil lisanı) üçü Latince ve üçü Süryanice’den alınmıştır.
Sayfa 79 - Yeditepe Yayınları, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu
15- Türkiye Kelimesinin İmlası
... Türkiya kelimesi bize Fransızca’dan değil, İtalyanca’dan gelmiştir. Çünkü biz; Türkiya kelimesiyle beraber coğrafya isimlerinin bazılarını İtalyanca’dan aldık. Orhan Gazi zamanında denize doğru tevessü etmeye (genişlemeye) başlamış olan Osmanlı memleketinin limanlarına gelen zamanın İtalya cumhuriyetlerinden biri olan Rakuza cumhuriyetinin, sultan-ı mezkûr (söz konusu sultan) ile bir ticaret muahedenamesi akd ettiğini eski bir kitapta okumuş idik. İstanbul’un fethini müteakip Rakuziler, Cenevizler, Venedikliler ile münasebat-ı ticariyemiz tezayüd etmiştir (artmıştır). Bunların marifetiyle Avrupa’nın, İtalyan olmayan bazı memleket ve şehir isimlerinin telaffuzlarını öğrendik. ...
Sayfa 113 - Yeditepe Yayınları, 1. Basım (Mayıs 2005)Kitabı okudu