Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İstiklâl Savaşı Hatıraları

Türk'ün Ateşle İmtihanı

Halide Edib Adıvar

Türk'ün Ateşle İmtihanı Gönderileri

Türk'ün Ateşle İmtihanı kitaplarını, Türk'ün Ateşle İmtihanı sözleri ve alıntılarını, Türk'ün Ateşle İmtihanı yazarlarını, Türk'ün Ateşle İmtihanı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Henry W. Nevinson’un şu sözlerini alıyorum: “Hürriyet denilen şey, biliyoruz ki, tıpkı aşk gibi her gün yeniden kazanılması gereken bir şeydir. Nasıl her gün aşk istersek ve aşkı kaybedersek hürriyeti de öyle ister ve kaybederiz. Hürriyet kavgası hiçbir zaman bitmez, alanı hiçbir zaman sükûn bulmaz."
Şimdi, yeni bir hükûmet, yalnız halkın kanı ile kazandığı istiklâli korumakla değil, aynı zamanda, bütün hürriyetleri, halkın hürriyet haklarını da, her ne pahasına olursa olsun, muhafaza etmekle mükellefti.
Reklam
Kâzım Karabekir Paşa, ana babaları Erzurum ve Erzincan bölgelerinde öldürülen iki bin kadar yetim Türk çocuğunu evlat edinmişti. Bunlar, dört ile on dört arasında çocuklardı
Geriye değil, ileriye bakıyoruz. Geçmişi unutmak istiyoruz. Yaşayacağız.
Bizim kafile İzmir rıhtımına varıp da denizin mavi suları görününce Mustafa Kemal Paşa’nın, “İlk hedefimiz Akdeniz’dir!” diye yapmış olduğu beyanatı düşündüm. Hakikat bu sular, uğrunda ölmeye değer bir hedefti. Fakat, Türk askerinin gayesi daha çok derin ve manidardı, su ile denizle münasebeti yoktu. O gaye, bir milletin yaşamak arzusuydu.
Erzurum’dan İzmir’e kadar kanlarını akıtarak yürüyen halk; köylüler, kadınlar, erkekler ve çocuklar nihayet memleketi bu zafere eriştiriyorlardı. Türk’ün hayatının geleceği hep onlara bağlıydı. Bu zaferi, görünmeyen, bu isimsiz halk nihayet yaratabilmişti.
Reklam
Umumî Yunan çekilmesinde, erkekler geri döndükleri zaman, kadınları evlerinin külleri üzerinde bulmuşlar. Çocukların bazıları açlıktan ölmüş, kadınların marûz olduğu muameleye gelince, ondan hiç bahsetmiyorlardı. Yerde dört çukurun içinde küller, küllerin arasında yanmış kemikler ve parça parça asker esvapları, bazan da üzerinde Türkçe yazılar bulunan yanmış kâğıt parçaları buluyorduk
Yusuf Akçura’nın anlattığı belki daha da dikkate değer. Biri Türk, biri Yunan askerinin birbirlerine sarılmış olduklarını görmüş. Acaba birbirlerini boğazladıktan sonra, insanların kardeş olduğunu mu hissetmişlerdi? Yoksa, aralarında artık hiçbir siper kalmayan ve ölüme giden iki insan gibi birbirlerine mi sarılmışlardı?
“Onlar (Yunanlılar) zafer ve Megalo İdea için dövüştüler, fakat Türkler ocaklarını ve yurtlarını korumak için savaştılar.” A. H. LYBEYER
Sınıflar ve milletler arasındaki mücadele, insanların haysiyetlerindeki müsavilik ve haklar tanınıncaya kadar devam edecektir.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.