Tut ki Kadın Yok

Joan Copjec

Featured Tut ki Kadın Yok Posts

You can find Featured Tut ki Kadın Yok books, featured Tut ki Kadın Yok quotes and quotes, featured Tut ki Kadın Yok authors, featured Tut ki Kadın Yok reviews and reviews on 1000Kitap.
- "Haset dolu insan, keyif görmekten tiksinir. Huzur bulduğu tek şey, başkalarının sefaletidir." !!!
·
Not rated
Kitap 8 bölümden oluşuyor ve her bölüm farklı bir konuyu ele alıyor. Kesinlikle ön okumalar yapılarak okunması gerekilen bir kitap . Anlatım detaylı ve okuyucuyu zorlayıcı. Ben okurken fazlaca zorlandım. 1. Bölüm için kesinlikle Antigoneyi okumak ya da izlemek gerekli. Okumuş ve sahnede izleme fırsatı bulmuş biri olarak 1. Bölüm gayet iyi ilerledi ama ilerleyen bölümlerde Freud'un düşünceleri ve yazıları üzerine çok fazla atıf ve inceleme yer alıyordu. Hakim olmadığım bir konu olduğu için yetersiz kaldım ve anlamlandırmakta zorlandım. Kitapta konuları desteklemek amacıyla görseller de yer alıyor. 3 . Bölümde Siyahı sanatçı Kara Walker 'in resimlerine de yer verilmiş. Kara Walker ve siyasi kadınlar üzerine bir bölüm. Beni fazlaca etkiledi ve beğendim. İlerleyen bölümlerde ise fazlaca zorlandım ve anlamadığım bölümler yer aldı bu yüzden yarım bıraktım. Okuyacak olanlara iyi okumalar fazlaca emek verilmiş ve detaylı bir eser .
Tut ki Kadın Yok
Tut ki Kadın YokJoan Copjec · Encore - Yayınevi Genel Dizisi · 20168 okunma
Reklam
Dişi "hepsi-değil" şeklindeki meşhur formülasyon, yani kadının tümü, "tamam''ı diye bir şey olmadığı ya da kadının Bir olmadığı şeklindeki önerme, temelde yalnızca dişil varlık sorusuna değil, bizatihi varlık sorusuna verilmiş bir yanıttır. Bir bütün halinde birleştirilmeye karşı koyan sadece dişil varlık değil, genel olarak varlıktır.
İnsanda iyiyken bile kötü olmasına yol açan derin bir fenalık görür Kant; öyle ki, insan ahlak yasasına riayet ederken bile, bunu çıkarı yüzünden yapıyordur. Erdemli bir ey­lemde bulunuyorsak, başkaları erdemimizden etkilensin diyedir; yalan söyle­meyi reddediyorsak, yalan söylediğimiz anlaşılacak diye korktuğumuz içindir, vb. Dahası Kant bunun sadece kimileri için ya da kimi zaman değil, istisnasız, evrensel olarak hepimiz için doğru olduğunu savunur.
Filozoflar varlığın hiçbir yüklemi olmadığını, onun hakkında varolduğu dışında hiçbir şey söyleyemeyeceğimizi öne sürerken, var­lığın herkese mahsus olduğunu anlatmak isterler.... Filozofların varlığı devasadır ve varolan herkesin paylaşımına açıktır. Psikanalizde durum başkadır, çünkü orada sadece "cinsiyetli/cinsellikli varlık"tan, jouissance ile ilişkili varlık­tan bahsedilir. Peki filozofların devasa ve paylaşıma açık varlığının yerine ne koyar Lacan? Objet a'yı, ya da öznenin nüvesindeki o varlık-olmayanın zerresi olarak jouissance'ı.
Günümüzde bedene gösterilen ilgiden vazgeçmek değil, bedeni yeniden düşünmek gerekiyor. Bu yeniden düşünme çok da köklü bir icat gerektirmiyor, zira aslında başka bir beden mefhumu tam da (çıplak) hayat bilimlerinin önerdiği mefhuma meydan okuyan bir mefhum öne sürüleli çok oldu. Bedeni "biyosiyasal" bir şekilde ölüm mahalli olarak değil, daha ziyade cinsellik mahalli olarak kavrayan psikanalitik anlayıştan bahsediyorum. Foucault'nun iddiasının aksine, psikanalizin bedeni cinselleştirmesi biyosiyaset rejimine katkı değildir; ona karşı gelir. Badiou'nun lafı ödünç alınarak şöyle söylenebilir: Psikanaliz, cinselleşmiş beden tanımıyla birlikte dünyaya dünyevileştirilmiş bir sonsuzluk mefhumu sunmuştur. Ya da, Kant'ın bir türlü dile getiremediği ölümsüz bir bireysel beden kavramı, Freud'da nihayet düşünülebilir hale gelir.
Sayfa 56 - Encore Yayınları, İstanbul.Kitabı okudu
Reklam
+1
Ölümsüzlük mefhumunun tamamen helak olduğunu, aklı sekülerleştiren ve geçmişle bağları çözen Aydınlanma'nın bir zayiatı haline geldiğini zannedebiliriz; oysa işin aslı biraz daha karışıktır. Zira biz modernler usulen fani olduğumuz anlayışına bağlı olsak bile, fani olmadığımız şeklinde dile gelmeyen, gizli bir kanaat taşıyoruz
Sayfa 34 - Encore Yayınları, İstanbul.Kitabı okudu
Lacan hiçbir evrensel olmadığını, sadece tikel şeylerin varolduğunu savunmaz; daha ziyade, evrensellerin gerçek olduğunu iddia eder. Bakışımızı sadece görünüşlerle, tikel şeylerle sınırlandırmak, gerçeğin mevcudiyetini ıskalamaktır, ki varlığın tümünü imkansız kılan şey tam da gerçektir.
Ne var ki Freud'a göre, cinsellik ya da libidinal doyum ile çalışma arasında, çalışmayı (veya eylemi) imhayla tehdit eden daimi bir antagonizma bulunur.
Sayfa 25 - Encore Yayınları, İstanbul.Kitabı okudu
Varlığın tamamı diye bir şey, "varolan her şey" diye bir şey yoktur; tikellikleri içinde görünüşler vardır, o kadar.
59 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.