11.01.2023 tarihinde başlayıp yarım bıraktığım Tutunamayanlar kitabını okumaya tekrar başladım. Bu defa korkuyu beklerken tehlikeli oyunlara bile tutunamayan, gene de o oyunlarla yaşayan, geleceği elinden alınmış beyaz montlu adamın romanını okuma niyetindeyim. Tanışmak istiyorum artık sevgili Oğuzcum Atayla.
Tutunamayanlar, Atay’ın en çok bilinen romanı. Romanın ekseni, Yıldız Ecevit’in ‘bireyle toplum çatışmasının doruğu’ olarak tanımladığı ‘tutunamama’ ahvalidir. Yapıttaki başlıca karakter Selim de tutunamamış, ötelenmiş ve yalnızlaşmış bir profildir. Bir türlü sosyal evrenin ve dışarıda akan hayatın bir parçası olamamıştır. Romanda ‘tutunamayan’ kişi, ‘diconnectus erectus’ kavramıyla tarif edilir. Tutunamayan; başarısız, öngörüsüz, kabiliyetsiz, ürkek ve zayıf gibi tanımlarla nitelenir. Ayrıca her bir tutunamayan, içine doğduğu ve büyüdüğü kitleyi rahatsız eder durur.
Atamadığı çığlıklarda boğulanların, parmak kaldırdıkları halde söz alamayanların kısacası hayatı bir "kullanma kılavuzu" olmadığı için yaşayamayanların hikayesidir Tutunamayanlar...
Eser; Turgut Özben'in Selim Işık'la yaptığı hayali ve gerçek konuşmaları, hayali arkadaşı Olric'le yaptığı diyalogları, kendisiyle yaptığı monologları, ansiklopedik sayılabilecek birtakım bilgileri ve birtakım alegorileri içermektedir. Eseri beğenmekle birlikte son derece ağır bulduğumu itiraf etmeliyim: Üçüncü kişili anlatımdan birden birinci kişili anlatıma geçişlerin kimi yerlerde konudan konuya atlamaların, hangi diyalogların gerçek hangilerinin hayali olduklarını hatta hangi cümlenin hangi kahramana ait olduğunu saptamaya çalışmanın şahsen beni son derece yorduğunu söylemeden geçemeyeceğim. Ne var ki insan psikolojisini, duygularını, gerçekte içimizden geçen fakat itiraf edemediğimiz, aslında hep orada olup ta bir türlü göremediğimiz şeyleri irdelemekte son derece başarılı bir eser...
Eser; açık bir kalple, düzgün bir psikolojiyle ve biraz da sabırla okunduğu takdirde; okura edebi ve duygusal anlamda çok şey kazandıracağını düşünüyorum...
KİMSE BANA KİTAP OKUMAYA BAŞLADIĞIMDA BİR PARAGRAFIN SAATLERCE DUVARA BAKTIRABİLECEĞİNİ SÖYLEMEDİ.
“Beni bir gün unutacaksan,bi gün bırakıp gideceksen, boşuna yorma derdi; boş yere mağaramdan çıkarma beni. Alışkanlıklarımı özellikle yalnızlığımı kaybettirme boşuna.”
Oğuz Atay / Tutunamayanlar
“Şu anda,sana güzel bir söz söyleyebilmek için,on bin kitap okumuş olmayı isterdim,” dedi: “Gene de az gelişmiş bir cümle söylemeden içim rahat etmeyecek:seni tanıdığıma çok sevindim kendi çapımda.”
Sayfa/113
Oğuz Atay, başlanıp bırakılan, takribi 3-6 ay geçtikten sonra baştan başlanıp bitirilen kült kitap.Bu yüzden diğer eserlerini okumadan üslubu çözmeden bu kitabı okumanızı tavsiye etmem.Tıpkı Dostoyevski okumak gibi düşünün.
Tutunamayanlar,Türkçe de yazılmış en iyi roman bana göre.
“Hayatım hayatımın romanı olsun..”
En çok yarım bırakılan kitaplar arasında 1, En çok okunacak kitaplar arasında 3. sırada olması bile bir çelişki teşkil etmiyor mu?
*En akıcı nokta: Selim`in günlükleri..
Mükemmel bir dibe vuruş hikayesi için kolları sıvayın derim.
Tabiri caiz ise:
“Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.” diyenlerin romanı.
“Tanrı, tutunamayanlardan rahmetini esirgemesin...”
Kitaba ve hayata tutunmanız dileği ile..
#oğuzatay #tutunamayanlar #edebiyatdefteri #edebiyatüzerine #sanasöz #book #booklover #booktok #booknerd #bookstagram #bookphotography #bücher #kitaptavsiyesi #kitapsevgisi
Türk edebiyatının en önemli eserlerinden biridir. Berna Moran, Oğuz Atay'ın bu ilk romanını ''hem söyledikleri hem de söyleyiş biçimiyle bir başkaldırı'' olarak niteler. Moran'a göre ''Oğuz Atay'ın mizah gücü ve duyarlığı ve kullandığı teknik incelilkler, Tutanamayanlar'ı büyük bir yeteneğin ürünü yapmış, eserdeki bu yetkinlik Türk romanını çağdaş roman anlayışıyla aynı hizaya getirmiş ve ona çok şey kazandırmıştır''. Küçük burjuva dünyasını ve değerlerini zekice alaya alan Atay, ''saldırısını tutunanların anlamayacağı, reddedeceği türden bir romanla yapar.''