…
Tutunamayanlar,
Oğuz Atay’ın hayatım roman dediği kitabın ismi , mi sadece?
Bu kitap “mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır” diyor Tutunamayanlar için yazar.
Yaklaşık iki ayda okuduğum roman da bazen kahkahalarla güldüm, bazen hıçkırıklarla ağladığım anlar oldu ve bittiğinde gerçekten üzüldüm. Bitmesin istedim.
Bu kitap, tutunamayan Selim’in, Turgut’un hikayesi değil sadece, bu kitap Tutunamayanlar’ın hikayesidir. Selim’i yaşadıklarını okurken ağlıyorsan senin hikayedir.
Bir kitap düşünün;
ödül almış,
yarım bırakılan kitaplar listesinde ikinci sırada en sevilen kitaplar listesinde sıralamada
en tartışılan kitaplar listesinde
en fazla alıntı yapılan kitaplar listesinde
en en en olmasının bir nedeni olmalı ve doğal olarak da var çünkü gerçekten muazzam bir kitap.
Kitabın iiyi olmasının nedenlerinden biri de yazım tekniği olduğunu düşünüyorum.
Örneğin, Bir sayfa okuyorsun tam yoğunlaşıyorsun ikinci sayfaya geçtiğinde bambaşka bir hikaye okurken buluyorsun kendini öyle bir geçiş ki hiç fark etmiyorsun bunu. Ya da,
kitabın 73 sayfadan oluşan bir bölüm var ki, bu bölümde bir noktalama işareti yok ve sen bu 73 sayfayı okurken hiç bunun eksikliğini hissetmiyorsun, muazzam bir şey.
“ kan ter içinde uğraşarak tutunmaya çalıştığımız bu dünyanın pisliği içinde, gerçek bir mücadelenin küfür ve leş kokan hikayesini bulacaksın bu kitapta”
“Aklımı kullanmaktan ve anlaşılmaya çalışmaktan bıktım”
“Ya beni anlarlarsa sonunda. Daha kötü, daha kötü.”
Canım Selim…
“ Ne olurdu sen insan olsaydın Olric. Ya da Selim ölmeseydi.”
Şiddetle tavsiye edilir.