Bazen insanları hafife almak için, "çocuk gibisin",çocuk gibi davranıyorsun denir ya, bu hikayeden sonra çocuk gözüyle bakmanın basit olmadığını anlıyor insan.
Babasi İspanya'nın en ağır siyasi cezalarının verildiği bir hapishanede mahkümdü.
Küçük kızın fırsat bulduğu her hafta sonu babasını ziyaret etmek Annesiyle birlikte hapishaneye giderdi.
Yine ziyarete giderken babası için yaptığı bir resmi götürdü. Ancak hapishane kurallarına göre özgürlüğü çağrıştıran her türlü şeyin mahkumlara verilmesi yasaktı.
Bu sebeple kağıda çizdiği kuş resmini kabul etmemiş oracikta yirtmislardi.
Çok üzülmüştü küçük kız babasına söyledi bunu oda üzülme kızım yine çizersin bu sefer çizdiklerine dikkat et olur mu? dedi..
küçük kız diğer ziyaretinde babasına yeni bir resim çizip götürdü.
Bu kez kuş yerine bir ağaç ve üzerine siyah minik benekler çizmişti.
Babası resme keyifle baktı ve sordu:
Hımm ....ne güzel bir ağaç bu! Üzerindeki benekler ne portakal mi?
Küçük kız babasına eğilerek sessizce ;
Hişt! O benekler ağacın içinde saklanan kuşların gözleri!....
Hayatın, sadece beş duyumuzla algılayabildiğimiz şeylerle sınırlı olmadığını anladığımızda ve egomuz tarafından bastırılan iç sesimizi duyabilir hâle geldiğimizde, unuttuğumuz içtenliği ve dürüstlüğü bize yaşatacak olan başka bir dünyaya da adım atmış oluruz...