Her Murathan Mungan kitabında genellikle aynı şeyleri yaşarım. Keyifle başlarım çünkü öyle etkileyici cümleler okuyacağımdan eminimdir ve sonunda dağılırım çünkü içimde bir yere değer.
Üç Aynalı Kırk Oda Alice, Aliye ve Ali’nin hikayesi. Üç hikayede de aynalar; odaları birbirine bağlayan, hayatları kesiştiren şey belki. Murathan Mungan kelimeleri öyle bir araya getiriyor ki ruh kazanıyor sanki cümleler. Aşka, duygulara, hazza, cinselliğe, hayata, aileye, ruhun çıkmaz sokaklarına dokunuyor cümleler. Kalabalıkların içinde tek başına olan Alice’in bir uzaylıda bulduğu aşk ile başlayan yolculuk, hayatı için bir seçim yapan Aliye ile hüzünlendiriyor ve kendine ait olmadığını hissettiği bir bedene sıkışıp kalan Ali’nin fırtınaları ile vuruyor. Yazar oldukça uç noktalarda geziniyor ve bir noktada yazılanlar sizi rahatsız ediyor. Tüm bunlardan sonra sanırım aynalar artık eski aynalar olmuyor, düşündürüyor.