Üç Noktanın Söylediği

Ahmet Turan Alkan

Quotes

See All
dostluk üzerine,
karlı bir gece vakti uyandıracak bir dostunuz yoksa kendinizi esef etmenin vakti gelmiş demektir. dost ki, insanın yarısıdır; aynı yüreği besleyen iki atardamara benzer, bölüştüğünüz halde eksiltmeyendir; ruhun simetrisidir ve zannımca yahya kemal haklıdır: “dostluk aşktan da üstündür”
Sayfa 150Kitabı okudu
Bu kitap anadilimiz, sevgilimiz ve dar-ı dünyada bizi ifade edebilecek tek ifade vasıtası olan Türkçenin güzelliğine sunulmuştur. Onu tarihi devamlılığı içinde bir bütün olarak anlıyor ve o haliyle kutsuyorum.
Sayfa 5 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Esasen delinen ozon tabakası değil, insanlığın ar damarıdır. (...) Ezelî doğrularımızı ve hakikatlerimizi, nedense bir Batılı'nın ağzından doğrulamadıkça şüphelerimizden sıyrılamıyoruz.
Sayfa 20 - Ötüken Neşriyat
Çıkmaz Sokak
Eğer eviniz çıkmaz sokakta ise, diğer sokak sakinlerini kat be kat aşan bir sorumluluk ve samimiyet çizgisinde, artık komşuluğu da aşmış bir sıcak teması sürdürmek zorundaydınız. Hem de hiç yüksünmeden ve farkına varmadan... Çünkü çıkmaz sokağın öteki ucu sadece yaya trafiğine değil, serseri nazarlara da kapalıdır. Sokağa giren herkes aşinadır.
Sayfa 204 - Ötüken Neşriyat
Reklam
Mektuptaki üç nokta...
O, bunu biliyordu. Askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında demişti ki, "Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane nokta koyacağım; üç tane nokta... O üç nokta senin içindir, anladın değil mi?" Hiç anlaşılmaz mıydı? Eski askerliklerin uzun yılla­rında, derbeder fasılalarla eve gönderilen her mektubun so­nunda hep o üç nokta vardı. Analar, babalar, teyzeler, am­calar, komşular ve tanıdıkları hatırlarının sorulmasına memnun oluyorlar, dualar gönderiyorlar ama mektubun so­nundaki o üç noktaya hiç mi hiç dikkat etmiyorlardı. "Üç nokta"nın muhatabı ise, her defasında bir öncekinden leziz, hasret ve aşk dolu cümleler okuyordu. Hiçbir edibin o güne kadar kaleme almaya muvaffak olamadığı güzellikteki aşk mektupları, üç noktanın içindeki daracık mekânda, her de­fasında ter-ü taze sevgi kelimeleriyle uzun yolculuklar edi­yor, günlerce kayınbabanın emekli cüzdanında, kayınvalide­nin En'am cüzünün arasında bir muska ihtimamı ile gezdi­rildikten sonra lütuf kabilinden gelin hanıma da gösteriliyordu. Onun mektupta yazılanlara aldırış ettiği yoktu; son satırın sonundaki üç noktayı arıyor, buluyor, okuyor, taze havadisler ve mahrem sevgi sözlerini deşifre ediyor ve da­ima, o üç noktayı buğulanmış gözlerinden süzdüğü üç dam­la gözyaşı ile yıkıyordu. Seneler, seneler sonra, bütün sözlerin mahremiyet yaşmağını yırtıp, üryan tekilliklere düştüğü bir gün, yüreği­nin tam üzerinde sakladığı son mektubu çıkarıp sonundaki üç noktayı okşarcasına seyrederek sevgilisine şöyle demişti: - Sahi Ahmet Bey, ne güzel mektuplar yazardın eski­den?
Sayfa 228 - Ötüken Neşriyat
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.