Kitap; Arabalar Beş Kuruşa, Ayran ve Sırça Köşk adları altında toplam 3 hikâyeden oluşuyor. Bu hikâyelerin hepsini farklı kitaplarında okumuştum ve tekrar okudum. Arabalar Beş Kuruşa, hayat mücadelesi veren ve buna rağmen mutlu olabilen küçük bir çocuğun hikâyesini anlatırken, bir yandan da sınıf ayrılıklarını göz önüne seriyor. Ayran, benim en çok etkilendiğim hikâyesiydi. Yine küçük bir çocuğun yaşam savaşı anlatılıyor. Omuzlarına binen yük ve sonrasında çocuğun pes etmesini büyük bir hüzünle okudum diyebilirim. Annesi dört saatlik bir mesafede hizmetçilik yaparak yaşamını sağlamaya çalışırken, üç çocuğunu sadece çok uzun sürelerle görüp, yetmeyecek kadar erzak bırakıp giden ve bütün yük en büyük kardeş Hasan'a kalmasını anlatan bir hikaye. Hasan'ın kar kış demeden saatlerce yürüyüp, istasyonda ayran satma çabasına tanıklık ediyoruz ve iki küçük kardeşinin onu beklerken yaşadığı korkuların aynısını Hasan'ın da yaşadığını okuyoruz. Bence çok hüzünlüydü. Sırça Köşk ise, kurnaz ve uyanık bir grup arkadaşın, cahil ve her şeye inanmaya hazır bir köy-kasaba halkını nasıl kandırdığını okuyoruz. Hepsi birbirinden güzel ve mesajlar içeren hikâyelerdi.