Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Üç Tarzı Siyaset

Yusuf Akçura

En Yeni Üç Tarzı Siyaset Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Üç Tarzı Siyaset sözleri ve alıntılarını, en yeni Üç Tarzı Siyaset kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslâm, siyasî ve içtimai işlere pek çok ehemmiyet veren dinlerden biridir. İslâm’ın esas kaidelerinden biri "din ve millet birdir", düsturuyla ifade olunur. İslâm, mümin olan kimselerin cinsiyet ve milliyetlerini bitirir; lisanlarını kaldırmaya çalışır, mazilerini, ananelerini unutturmak ister: "İslâm, kuvvetli bir değirmendir ki, farklı cins ve din müntesiplerini öğütüp, dinen, cinsen bir, aynı haklara sahip, yekdiğerinden hiç farksız Müslümanlar çıkarır.”
Ne olursa olsun, ırka müstenit siyasî bir millet türetmek fikri henüz pek turfandadır, pek az yaygındır.
Reklam
Osmanlı milleti yaratmak siyâseti, ciddi olarak İkinci Mahmut zamanında doğdu. Bu padişahın : "Ben tebaamdaki din farkını ancak cami, havra ve kiliselerine girdikleri zaman görmek isterim." dediği meşhurdur.
Yusuf, Türkler arasında, ulusal birlik için gerekli ortamın henüz hazırlanmış olmadığını kabul etmektedir. Türkçülük fikirlerini pek yeni görmektedir. Kaldı ki onlar da, daha çok dil ve edebiyat konularındadır ve siliktir. Müslümanlıktaki güçlü örgütler ve coşkun heyecan Türkler arasında görülmemektedir. Türklerin büyük çoğunluğu geçmişlerini unutmuşlardır. Bu nedenlerledir ki, her şeyden önce bir ulusal bilinç uyandırmak ve yaratmak gerekecektir.
İleri bir görüş olmuş :/
Yusuf, Müslümanlar tarafından da, birtakım olumsuz etkenlerin, sözü geçen birliğe karşı geleceğini hesaba katmakta idi. Bunların en önemlisi Türklerin, imparatorluğun çoğunluğunu teşkil edecek olan Müslüman Arapların içinde erime tehlikesi idi. Bunun tersi, yani Müslüman Arapların, Türkler içinde erimesi düşünülemezdi.
Yusuf, Arapçanın, din dili, Kur’an’ın ana kanun oluşunu, bundan başka bir Müslümanın Türk ve İranlıyım demeden önce "elhamdülillah Müslümanım... " demesini Müslüman birliğini kolaylaştıracak etkenler arasında görüyor.
Reklam
Osmanlı halklarından, ırksal bir zemin üzerinde "Osmanlı milleti" oluşturulması akıl ve mantık dışı idi. Böyle bir oluşturma, Fransız milliyet anlayışı ile de çelişmekte idi. Bu anlayış milleti bir ruh, moral bir ilke kabul etmekte idi. Daha açık bir deyimle, düşüncede, tasarıda, çıkarda geçmişe ait hatıralarda, gelecek üzerine düşünce ve hayallerde ortak olan bir toplumu millet saymakta idi. Osmanlı halklarında ise böyle ruhsal bir ortaklığın kurulması için gerekli ortam yoktu. Tersine, geçmişte unutulması pek de kolay olmayan, çatışmalar, dinsel ve sosyal ayrımlar olmuştu.
"Bir toplumun gücü, o toplumu meydana getiren bireylerin kişi olarak salâhına bağlıdır. Ne vakit Türkler memleket içinde ve dışında kişi olarak yükselirlerse, para, düşünce ve bilim yönünden güç kazanırlar ve servet sahibi olurlarsa, bu Türk Devleti de o feyzlerin ürününü görür".
Esere gelen eleştiriler.
Türk birliğini eleştiride ise, Ali Kemal aynı kanıtlar üzerinde aynı mantık ile yürümektedir. Tarih ve coğrafyadan hareket eden ve dağınık olan Türkleri birleştirmenin dünyayı alt üst etmek demek olacağını öne sürmektedir. Kırım'ı koruyamayan Türkler hangi güçle Asya Türklerini birleştirecektir. Kaldı ki memleketimizde bir Türkçülük akımı bile bulunmamaktadır.
"İslam, kuvvetli bir değirmendir ki, farklı cins ve din mensuplarını öğütüp, dinen, cinsen bir, aynı haklara sahip, bir diğerinden hiç farksız Müslümanlar çıkarır."
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.