.. bir şeyin yasını tutuyor olmak, ruhunda bir acı taşımak ya da sadece elem, keman çaldıkça uçup giderdi hüzün, bu uçup giden hüzün zamanla neşeye ve mutluluğa dönüşebilirdi, işte bu yüzden keman çalınmalıydı, işte bu yüzden o keman çalmalıydı, herkeste vardı böyle gam keder, bunun için de insanlar kemanın sesini dinlemeyi severdi, müzik ister cenazenin ardından kaldırılan kadehlere eşlik etsin, ister düğün dernekte çalınsın, isterse dostların buluşup içtiği ve eşliğinde eğlenip dans ettiği müzik olsun, var olmanın verdiği ağırlığı hafifletirdi, ...
.
Karşımızda, ileride açık deniz, diyor Alida
Denizi seyretmek ne güzel, diyor Asle
sonra hiç konuşmuyorlar, her şey belirlenmiş zaten, söylenebilecek, söylenmesi zorunlu olan hiçbir şey yok, demektir ki her şey söylenmiş, her şey belirlenmiş.
Her şey kolayca ulaşılabilir gibi ve her şey çok güç ama işte şarkı orada ve işte bu şarkı aşk dedikleri şey olmalı. Alida başka bir yerde değil de sadece bu müziğin içinde var olmak istiyor.
... kumsala gelince duruyor, dalgaların sesini dinliyor yağan yağmur saçlarını, yüzünü ıslatıyor, sonra dalgalara yürüyor, bu soğuk aslında bir sıcaklık ve bu deniz Asle'nin ta kendisi, suda biraz daha ilerliyor, şimdi Asle sarıp sarmalamakta onu tıpkı Dylgja'daki düğünde keman çaldığı akşam ilk karşılaşmalarında olduğu gibi, her şey Asle ile Alida şimdi, dalgalar Alida'nın üzerinden aşıyor, Ales dalgalara yürüyor, yürüyor açıklara, dalgalara doğru, sonra iri bir dalga ak saçlarının üzerinden aşıyor