Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Uçurum Geyikleri

Muzaffer Oruçoğlu

Uçurum Geyikleri Sözleri ve Alıntıları

Uçurum Geyikleri sözleri ve alıntılarını, Uçurum Geyikleri kitap alıntılarını, Uçurum Geyikleri en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Devrim maceradır; evrim temposuna alışmış hantal tarih tekerleğini hızlandıran bir macera."
Sevgi böyle bir şeydi. İçe hapsedilen fırtınalar insana, derinleşme ve kendini tanıma fırsatı veriyordu. Bu güzeldi ama sevgi ateşinin, duyguları açığa vurma cesareti gösteren güzel bir doğası vardı. Bu cesareti gösteremeyen, sevgiyi tüm boyutlarıyla yaşayamıyor, onu ya aşka ya da cinselliğin dar sınırları içine hapsediyordu. Duygularını, yeri geldiğinde açığa vurmayı düşündü. “Neden yeri geldiğinde? Neden istediğim anda değil?” diye iç geçirdi.
Sayfa 60
Reklam
Paragrafın alnı olsa da öpsem!
“Kime kimlere, hangi tür güzelliklere bağlıdır bu insan? Bilmiyorum. Birilerine ve şeylere bağlılık işte. Şeylerin kişiliklerine, değişik niteliklerde ve derecelerde bağlılık. Aşka, aşk ötesine, imkânsızın büyüsüne… bağlılık! Bağlılık işte. Sayısız bağ, sayısız bağlılık. Her bağa özgü sayısız sorun. Sayısız bağlardan ve sorunlardan doğan özgürlük. Yücelttiğimiz özgürlük; eski bağları, yeni bağlar için kırmanın adı. Ama en yakıcısı, en güçlüsü de, bizi bize bağlayan bağ; bizi bize göçüren, şartları boynumuza boyunduruk gibi geçiren bağ. Anlaşılamayan şey: İnsan. Güneşten kopmuş, güneş gibi durup dinmeyen iç patlamalarla dopdolu.
Sayfa 39
Kuşkunun ve merağın kuşattığı ruhun anlık profili
- "Kime ,kimlere hangi tür güzelliklere bağlıydı bu insan? Birilerine ve şeylere bağlılık. Aşka ,amaca,mala ... bağlılık. Binlerce bağ. Her bağa özgü binlerce sorun .Özgürlük ,eski bağları ,yeni bağlar için kırmanın adı haline gelmişti. En güçlü bağ ,insanın kendisine bağlamasıydı .Kendisini yenemeyince şartlara yeniliyordu insan.Kendisi aslında her an şartların bir parçasıydı.Sarıldığı özgürlük silahıyla kendisine ve şartlara karşı her an saldırmak zorundaydı. Güneşten kopan insan ,güneş gibi durup dinmeyen iç patlamalarla doluydu.Duş almam gerekiyor. Yorgunum. Düşünmek dinçleştirmiyor artık beni."
Sayfa 59 - Babek YayınKitabı okudu
“Görünen sınırlar, görünmeyen iç sınırlarımızın gölgeleridir. İç sınırlarımızın kurbanıyız çoğumuz.”
Sayfa 103
Gelmiş geçmiş sevgililerini sorulmadıkça anlatmanın bir anlamı olmadığını düşündü. Defalarca okunan, akıldan çıkmayan güzel şiirler gibiydi geçmiş sevgiler.
Sayfa 60
Reklam
Gözün merakı, en şiddetli meraktı. Göremeyen göz, görünmeyen binlerce iç gözü harekete geçirirdi.
Sayfa 53
“İçimizdeki sınırları, yani özgürlüğümüzün çevresine çizdiğimiz sınırları yok sayarak yaşamak çok daha zordur.”
Sayfa 103
“Aklını aklıma duvar etme. Aklın akla duvarıdır yeryüzünün ilk duvarı. Ömrümde hiç bulanmamış, taşmamış garip bir ırmaksın.”
Sayfa 92
135 öğeden 81 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.