Okuması, sindirmesi zor bir kitap Uçurum İnsanları. Yazarın da "hiçbir kitabım için bu kadar gözyaşı dökmedim" dediği çalışması. Kendisi de evsiz kalmış, hüküm gitmiş Jack London, 1902 yılında bir kaç aylığına İngiltere 'nin yoksul semtlerinden Doğu Yakası' na gelir ve halktan biri gibi burada zaman geçirir. İnsan onurunu ayaklar altına alan manzaralarla karşılaşır burada; çöpten beslenen insanlar, evsizler, bedenini satmak zorunda kalan kadınlar, yok paraya günde 15 saat çalışan her yaştan yoksun insanlar...Sözde imparatorluğun şanına yakışmayan bedbahtlıkta bir nefes almaya çalışan insanlar. Gerçi hala bazı şeyler tanıdık, yaşam beklentisi, barınma koşulları ve çalışma ortamı açısından bugün yoksunluk seviyeleri, sözü edilen o 'uçurum' günlerinden bu yana büyük ölçüde iyileşmiş olsa da, Jack London'ın kitabının ele aldığı birçok konu maalesef hala varlığını sürdürmekte.
Uçurum İnsanları, okuyucularına berbat gecekondu mahallelerinde yaşayan insanlar, kapitalizm, yoksulluk kültürü ve sosyal kölelik hakkında düşünmeleri için ortaya konan etkileyici bir kitap. Sadece edebi bir metin değil, ciddi bir sosyolojik çalışma aynı zamanda. Kamuoyunun vicdanını uyandırma, acil ve etkili reformları uygulamaya yönelik güçlü bir istek hakim satırlarda, yukarıdan görmek için biraz aşağı bakıp görmek gerek diyor London, gerçeklik çukurun içindeki Uçurum İnsanlarında. Yazarın en sevdiğim kitaplarından oldu.
..
..