Genç yazarlarımızdan İrem Uzunhasanoğlu’nun “Gitme, Gül Yanakların Solar” isimli kitabından sonra ikinci romanı, benim de okuduğum ilk kitabı.
Kitaptaki ana karakterimiz Aren, ünlü bir yazar olan Refika hanımın asistanliğini yapmaktadir.Refika hanımın peşine düşülen önemli sırları vardır.
Olay örgüsü yazar Refika hanımın şüpheli ölümüyle başlıyor. Sanki polisiye roman havası veriyor ama pek bu şekilde ilerlemiyor.Sizi peşine düşülen kayıp bir kitapla birlikte, İstanbul, Kıbrıs, Edirne ve Yunanistan arasında, Refika hanımın kitap kokulu evinde,manastırlarda, şifahanelerde gezdiriyor.
Bu gezintinin içinde, adım adım çözülen bir gizem, tarihi mekanlar, buruk ve sizinde kalbinize dokunacak olan Refika ile Hristo' nun aşk hikayesi, dini tabular ve kadınların eksik sayıldığı durumlar sizi bekliyor.
Refika hanım ile Aren' in diyalogları ve Refika hanimin günlüğü sizi kendi derinliğinize sürüklüyor. Kendimize söylemeye çekindiğimiz şeyleri hatırlatıyor bizlere.
Olay iki zaman dilimin de ilerliyor.Geçmiş zaman da anlatılan kısımlar sizi mest ederken, şimdiki zaman anlatımları biraz yavan kalmış gibi.Hikayenin sonu da aceleye getirilmiş hissi veriyor.
Betimlemelerin çok fazla olmadığı, şiirsel kısımların da var olduğu, gayet akıcı ve güçlü bir kurgunun olduğu, bittiğinde niye bitti ki dediğim bir roman oldu benim için.
İrem Uzunhasanoğlu takip edilmeyi hakediyor.
Tavsiye ederim.İyi okumalar...