Uğultulu Tepeler
Emily BrontëLow Rated Uğultulu Tepeler Reviews
You can find Low Rated Uğultulu Tepeler quotes, low rated Uğultulu Tepeler book quotes, the most impressive sentences and paragraphs on 1000Kitap.Score
8.1Out of 10
Aşk çok güzel bir şeydir de saplantılı bir aşk olunca pek içime sinmedi gibi. Uğrunda pek çok şey yapılır elbet ama nefret ile ve de intikam ile hareket edilince zarar gören yine kendi olur elbet. Nitekim evlatlık edinilen Heathcliff ailenin istemediği bir çocukken yavaş yavaş aileye kabul edilir. Babalarının vefatından sonra da olaylar başlar, evin kızı yani kız kardeşi ile aralarında tutkulu bir bağ olsa da bu bağ yerini intikama bırakacaktır. Heathcliff, intikamlarını aldı ardına sıralarken maalesef kendi sonunu getirdiğinin de farkında değildir. yazarımızın ilk ve tek romanı olması beni şaşırtmıştı, sonuçta akıcı bir dili ve etkisi altına aldığı bir kurgusu var, okumak isteyenler için iyi okumalaaaarrr . Başka bir Can Kadın Klasiklerinde görüşürüz
Hangi duygunuza tutunursunuz?
Kitabın,gotik romantizm örneklerinden olduğunu öğrendim. Viktorya döneminde yazılmış. Viktorya dönemi İngiliz kültürünün büyük dönüşümlerini yansıtan bir dönem. Viktorya dönemi yazarları bu dönüşümdeki hayatın gerçeklerini yansıtmışlar. Bu romanda toksik ilişkiler, kendini toksik erkekler için feda eden kadınlar,kin,nefret, intikam duyguları,evlat ayrımcılığı konuları anlatılıyor. Bir kadın, iki adam arasında kalıyor. Kalbiyle(Heathcliff) mantığı(Mr.Linton) arasında kalan Catherine ,mantığını seçiyor. Evlendiği adam çok iyi,onu çok seviyor. Seçilmeyen Heathcliff kin doluyor ve bundan sonrası intikam kıyamet. Bir insanın kinine öfkesine tutunup ömrünü bu uğurda ziyan etmesi, ibretlik bir hikâye okurlar için. Herkes hayatında bazı sıkıntılar yaşar ve yaşıyor,kötü duygular ile kendimizi koruduktan sonra güzel duygulara tutunup yola devam etmek en güzeli.Sonlara doğru sevginin iyileştirdiği bir karaktere şahit oluyoruz . Nadir güzelliklerden biri bu olay. Bunun dışında kadınların toksik ilişkide kalma konusundaki ısrarı can sıkıcı.
Nelly var ,dadıları ve hizmetçileri. Hababam sınıfındaki Hafize Ana'ya benzettim biraz. Hem kızıyor,hem kıyamıyor. Genelde Nelly tarafından anlatılmış roman, diğer yerlerde de diyaloglar var. Kitabın ismi neden "Uğultulu tepeler" diye düşündüm. Hem mekân olarak,hem insan ilişkileri olarak uğultu hiç bitmiyor ve iki ev de tepede. Karakterlerin iç dünyaları bile uğultulu. Farklı bakış açısı kazandırma adına güzeldi
408 syf.
7/10 puan verdi
Uğultulu Tepeler Kitap Yorumu
Uğultulu tepeler - Emily Bronte
7/10
3/5
Tutkulu ve büyük bir aşkı bizim alışık olmadığımız bir şekilde anlatan, hastalıklı yanlarını yavaş yavaş işleyen muhtemelen bu yüzden dünya klasikleri arasındaki en önemli romanlardan. Kitapta aşk var evet ama öyle romantik bir aşk ghikayesi değil daha çok kin ve kıskançlık üzerine kurulmuş. Karakterleri oturtana kadar biraz tanımak zor oluyor ama alışıyorsunuz.
Kitabı sevdim mi sevdim ama öyle çok bayıldığım söylenemez. Bu kitaptan ne beklediğinize bağlı aslında sanırım.
Kitap hem sürükleyici hem de yıpratıcı. Normalde sevdiğim yerlerin altını çizer paylaşırdım bu kitabı okurken ona bile zaman bulamadım. Direkt okumak istedim.
Heathcliff için sadece şunu söyleyebilirim. Bir insan bu kadarını da yapamaz dediğim herşeyin çok daha fazlasını yaptığını gördüm. Kötü karakterleri filmin veya dizinin sonunda birazda olsa değiştiğini ya da pişman olduğunu görürüz ama Heathcliff'te öyle bir şey yok elinde olsa daha fazlasını yapar.
Bir insan nereye kadar istediği her şeyi yapabilme hakkına sahip olabilir ki ?
Bir aşk nelere yol açabilir?
İnsan çocuğuna karşı ne kadar acımasız olabilir?
Ve çok daha fazla soru saklı eserin içinde.
Bir kurgudaki herkes nasıl manyak olabilir? Oluyor işte.
Charlotte Bronte beni çok memnun etmişti, aynı performansı bekleyerek başladım kitaba ama Emily manyak kardeşmiş. Bunlar sağlıklı kafadan çıkamaz. Neyse zaten kadının yaşamı da ortada, bir de bu kitap çevresindekilerden esinlenerek yazılmış... Buna da ayrı üzüldüm.
Ne diyeyim ki kitap hakkında? Bir dağın tepesine toplanmış manyaklar sürüsü. Erkeği ayrı, kadını ayrı manyak. Gerçi kadınlar erkekler tarafından itinayla delirtiliyor. Bronte kardeşlerin edebiyattaki önemi de tam olarak bu bence. Kadının sesinin çıkmadığı bir dönemde tüm güçleriyle o sesi duyurmaya çalışmak. Yine bunu görüyoruz. Çok güzel bir şekilde.
Bu kadar klasik olmuş bir kitabın üslubunu falan eleştirecek değilim. Çok güzeldi ve sonuna kadar ne olacak şimdi diye diye okuyorsunuz. Bugün biraz okuyup yarın bitiririm diyordum elimden birakamadan yuttum kitabı.
Sadece şu uyarıyı verebilirim, tabii ki aşırı grafik şiddet içerikleri yok ama özellikle aile içi şiddet konusunda hassas olanlar için tetikleyici öğeler içeriyor. Benim bile içim fena oldu bazı yerlerde.
Normalde kitap okuduğumda kendimi bir atın üstünde ormanda gezmeye çıkmış gibi hissederim. Ruhum ferah, kalbim rahat olur. Kitabın içindeki kötü ve bencil karakterler bile ruhumu sıkamaz. Jane Eyre'i okurken de böyle hissetmiştim, Uğultulu Tepeler'i okumak istediğimde de böyle hissedeceğimi düşünmüştüm ama maalesef ki düşündüğüm olmadı. Bu kitap bana bir ormanda geziyor gibi değilde, kendimi bir hapishanede, terk edilmiş bir akıl hastanesinde, boş beyaz bir odadaymışım gibi hissettirdi.
Kitap hakkında söyleyecek çok sözüm olsa da hiçbirini söylemeyeceğim çünkü bu kitap gerçekten de ruhumu kararttı.