Home
Search
Explore
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.38
Uğultulu Tepeler
Emily BrontëUğultulu Tepeler Reviews
You can find Uğultulu Tepeler reviews, Uğultulu Tepeler book reviews, Uğultulu Tepeler ratings on 1000Kitap.Kraliçe Victoria'nın döneminde yazılan, ve dönemin getirdiği siyasi olayları Gothic edebiyatı üzerinden dile getiren Bronte, kurgusuyla inanılmaz bir eser çıkarmış. Kimi okur, hikayenin sadece aşklarına kavuşamayan çiftlerden olduğunu düşünsede anlatılmak istenen, 19. yüzyılda siyasal bağlamda kadınların hep ikinci sınıfta tutulduğunu ve hiç bir hak verilmediğini, kendilerinin gelişmesine müsaade edilmediğini güzel ve süslü, birazcıkta hırçın bir yöntemle anlatmış, sevgili Emily!
İngiltere'nin Victoria dönemine ışık tutan bu kitapta; 19.yy da yaşayış biçimlerine , törelere, dine, ahlaki boyuta, zenginliğe,kadınlara ve alt üst ilişkisine açıklıkla yer verildiğini göreceksiniz. .
Kitabı okurken başlarda isimleri karıştırabilirsiniz. Birine bir sayfada adı ile hitap ederken diğer bir sayfada soyadı ile hitap etmiş yazarımız. Kitap evin hizmetçisi tarafından flashback ile bu Uğultulu tepelerin hikayesini anlatmayla gelişir.Başlarda okuduğunuz kişilerin taa dedesinden başlayıp anne babaları ,bunların evlilikleri ve Mr. Heathcliff'in ateşi sönmek bilmeyen intikamı ile süsler.
Bu insanlar ve çocukları da bir türlü Heathcliffin gazabından kurtulamaz. Ne kadar kızsanız ve iğrensenizde bu karakterden , ona çocukluğunda yaptıkları eziyetlerin bir karşılığı olduğunu ve hakettiklerini düşünüyor insan ara ara.
Benim için merak ettiğim bir çağa ışık tutması bakımından oldukça beğendim. Bundan yıllar önce öğrendiğim bir bilgiyi (o dönemde saçların kesilip sevgiliye armağan edilmesi kültürü) karşımda görünce ben kendimde geçmişe gidip geldim :) Dili yalın ve okuru içine çeken bir gücü var.Okumayan varsa mutlaka tavsiyemdir.
Emily Bronte’nin ilk ve son romanı. Kitapta yazarın kendi hayatından esintiler mevcut. Bronte’nin yaşadığı yer kilise ve mezarlıkların yakınında olduğu için kitabı okurken bu detaylara fazla maruz kalıyorsunuz.
Romanın çok ağır bir havası var. Okurken beni çok bunalttı. Olay örgüsüne başlarda kendimi veremedim. Karakterlerin hiçbirisine de ısınamadım.
Uğultulu Tepeler bir aşk romanı olarak kabul ediliyor ancak salt bir aşk romanı demek doğru değil bana göre. Her karakterin temsil ettiği bir tipleme var ve karakterlerin birbirleriyle olan ilişkileri sembolik mesajlar veriyor. Bir aşk romanı diye düşünüp elinize alırsanız sizi oldukça sıkacaktır. Keyifli okumalar…
Earnshaw iki kız babasıdır. Seyahat gezisinde karşılaştığı yetim ve öksüz olan Heathcliff'i kendi ailesinden bir birey olarak sofrada tabağı bulundurur. Üvey kardeş olarak aileye gelen Heathcliff öz kardeşler tarafından hiç sevilmez. Hep ezik ve hor görülür. Heathcliff ile Earnshaw'ün kızı Catherine arasında yakınlaşma olur ve aşk macerası başlar. Lâkin Catherine onu hayal kırıklığına uğratır. Zengin olan ve kendine uygun gördüğü Edgar Linton ile evlenir. Hal böyle olunca aşkı besleyen Heathcliff'in yüreği nefret ve kini besler hale gelir. Ne zor bir durum. Ne acımasızca oluyor kıpır kıpır olan kalbi kor ateşte yakmak. Ne olacaktı Catherine aşkına karşılık verseydi. İşte bu durum intikam kapılarını aralar. Neler yaşanacaktır? Alev alan bu gemide kimlerin başı yanar?
Bu serüven Thrushcross Grange'de yer alan Uğultulu Tepelerde bulunan Heathcliff'in evini kiralamak isteyen Lockwood 'un evin hizmetlisinden duydukları doğrultusunda anlatılmıştır. Onun sayesinde biz okuyucular Earnshaw ailesiyle birlikte çiftlikte yaşayan Linton ailelerin yaşam hikayelerine de tanıklık ediyoruz.
Emily Bronté güzel bir kurguyla yazmış. Karekter sayılarından aklım biraz karışsa da konuya adapte olunca her şey yerine oturuyor. Soysal Yayinevi en yalın haliyle çevirisini yapmış.
Psikolojik bir roman olarak bakabilirim bu esere. Ne de olsa iyi olanları kötülüğe sürüklemiş. İyilikler iyilikle karşılık bulmalı. Zıttı olan kötülükle karşılık bulursa asırlar geçse de kalpteki karanlık aklanmaz.
470 syf.
·
Not rated
Uzun zamandır okuma listemde olan bir kitaptı Uğultulu Tepeler... Kitabı okurken zihnimde canlanan estetik, mekanlar, karakterler çok etkileyiciydi. Kitabın dili çok akıcıydı bunda çevirinin de etkili olduğunu düşünüyorum öyleki bir oturuşta 100 sayfayı rahatlıkla okuyabilirsiniz. Konusuna gelecek olursak; çok zor iki kişinin hastalıklı sayılabilecek aşkını anlatıyor kitap. "Doğru" kavramının karakterler arasında nasıl değişkenlik gösterdiğini görmek keyifliydi fakat hiçbirinin yaşadıklarından ders çıkaramaması ve inatları beni biraz yordu. Kitaptaki kötü karakterler kendisini anında belli ediyor zaten ama iyi karakterlerin de iyiliklerinden şüphe duyduğum yerler oldu. Sanırım kötünün hak ettiğini bulması güdümden kaynaklı ama kitabın sonu hakkında da acaba böyle olmasa mıydı diye düşündüğüm de oldu. Edebi zevkimi besleyen, okuması çok keyifli ve ortamı hayal etmesi çok güzel bir kitaptı. Hayatıma bir katkısı oldu mu? Hayır. Olması gerekir miydi? Tabii ki hayır. Ama sanırım ben hayatımdan izler taşıyan kitapları daha çok seviyorum.
·
Not rated
Hindley Earnshaw ve Catherine Earnshaw İngiltere'de aileleriyle yaşayan iki kardeştir. Babalarının Liverpool'a yaptığı bir iş gezisinden döndüğünde Heatcliff adında zenci bir çingene çocuğunu evlerine getirmesinden önce gayet normal bir yaşamları vardır aslında. Babaları sokakta gördüğü bu çocuğa acımış ve çocuklarıyla birlikte büyütmek
bir kitapçıda geziyorken paramın olmadığı bir zamandı. Kitaplara göz atarken yaşlı bir amcayı takip ediyordum, hangi kitabı alacağını merak etmiştim ve onunla muhabbet etme isteği gelmişti. O sırada uğultulu tepeleri gösterip okudun mu? Diye sordu, hayır dedim. Paramın olmadığını da söyleyince bana alıp hediye etti. Onun için kitap avcısı amcanın hediyesi diye ayrı bir özelliği var kitabın.
İçeriğine gelecek olursak ben bu tarz yabancı kelimeler ve isimlerin olduğu kitapları okurken çok zorlanıyorum. Ay affınıza sığınıyorum ama anlatıyıcı bile kitabın sonuna doğru anlamıştım kadın mı erkek mü olduğunu. Kaba olarak iyi bir hikaye gibi ama kafamda net oturmadı. Onun için tekrardan şemalar çizerek okumayı düşünüyorum.
Uzun zamandır okuduğum en akıcı ve sürükleyici aşk romanı diyebilirim. Aşkın ve sevgiyi gösterme biçimlerinin kişiden kişiye göre nasıl değiştiğini ve aşkın her halini -mutluluk, sapkınlık, kıskançlık- yansıtan bir roman. Size aşkın her boyutunu gösterirken, aynı zamanda sizi olayların içine alan romanın dili, bu romanla ilgili iki önemli unsur olarak kayda geçti.
408 syf.
·
Not rated
Kitabı okurken aşk romanı mı psikolojik roman mı arasında gidip geldim. Tüm duygu yüklerini kitabın içerisinde bulup, yaşayabiliyorsunuz. Sevgi, kin, intikam, nefret gibi duyguların ağır bastığı ve ana karakterde ön plana çıktığı bir roman. Üzüldüğüm ve sinirlendiğim zamanlar çok oldu. Kitabı bitirdiğimde ise rüzgar ekenin fırtına biçtiği bir kez daha göz önüne geliyor. Aşık olmak, takıntılı olmakla aynı şey değildir. Aile, yetiştirilme tarzı hepimizin hayatını en ufak noktasına kadar değiştiriyor. İçimiz sevgiyle de dolu olsa etrafımıza bunu yansıtamadığımız zaman her şey bir kabusa dönüşebiliyor.
