Uğursuz Kolye
Nora Roberts (J.D. Robb)Oldest Uğursuz Kolye Posts
You can find Oldest Uğursuz Kolye books, oldest Uğursuz Kolye quotes and quotes, oldest Uğursuz Kolye authors, oldest Uğursuz Kolye reviews and reviews on 1000Kitap.
"Yaşam tümüyle, bir zamanlamadir Tate."
Bunun yerine, Beceriksiz bir sarılısla Matthew'yu yakaladı ve zafer dansı yerine geçen bir şekilde onu döndürdü.
Çevrelerindeki sular karıŞtı ve bir gümüŞ balığı sürüsü bıçak gibi yanlarından geçti. Maskeleri çarpıldı, Tate bir kahkaha kabarcığı çıkardı, kırk ayak yukarıdaki yüzeye çıkarlarken hâlâ Matthew'yu tutuyordu.Yüzeye çıkar çıkmaz, Tate maskesini geriye itti, ağızlığını çıkarttı. "Matthew sen de gördün. O gerçekten orada."
"Öyleye benziyor."
"Ilk bulan biziz! YaklaŞık iki yüz elli yıldan daha fazla bir süreden sonra, biz ilkiz!"
Genç adamın yüzünde bir sırıtış parladı, suda ilerlerken bacakları onunkilere dolanıyordu. "El dokunulmamış bir batık. Ve tümü bizim, Kızıl."
"Buna inanamıyorum. Bu başka zamanlardaki gibi değil. Her zaman ilk önce başkaları orada olurdu ve biz sadece onların gözünden kaçan veya unuttukları şeyler arasında dolanırdık. Ama bu..." Başinı geriye attı ve güldü. "Aman Tanrım! Harika bir duygu. Muhteşem!"
Yine bir kahkaha ile kollarını onun boynuna doladı,
neredeyse ikisini de batırıyordu ve dudaklarını masum ve neşeli bir öpücükle Matthew'nun dudaklarına bastırdı.
Dudakları ıslak, serin ve dolgundu. Kızın dudaklarının kendi dudakları üzerinde yarattığı şok tam tamına üç kalp atımlık bir sürede beynine ulaŞtı . Dişleriyle dudaklarını ayırdığının, tatmak için dilini ağzının içine soktuğunun, masum bir öpücüğü aç bir öpücüğe dönüştürdüğünün farkında değildi. Onun nefesinin zayıfladığını, dudaklarının yumuşadığını
hissetti. Sonra hafif, içe dokunan iç çekişini duydu.
Matthew torbaları yerleştirdi ve dönüp baktığında Tate'in dalgaların içinde durabilmek için pantalonunun paçalarını sıvamış olduğunu gördü.
Işık saçlarını, tenini aydınlatıyordu. Birden içinde acıyla rüyasını, onun suda nasıl pırıltılı göründüğünü, dudaklarının tadını anımsadı.
"Burası öyle güzel ki," dedi Tate. "Sanki başka
