Özgürlük, Ahlak, Kültür Kavramları

Uludağ Konuşmaları

İoanna Kuçuradi

Uludağ Konuşmaları Posts

You can find Uludağ Konuşmaları books, Uludağ Konuşmaları quotes and quotes, Uludağ Konuşmaları authors, Uludağ Konuşmaları reviews and reviews on 1000Kitap.
Jean- Paul Sartre, yine, Kant'tan önce olduğu gibi, insanın varlık yapısının bir özelliği olarak ele alacak ve insanın özgür olduğunu, hatta -ünlü deyişiyle özgür olmaya mahkûm" olduğunu söyleyecektir. Sartre'a göre: kişi eylemde bulunurken, yani olanı değiştirmek üzere bir şey yaparken; eylemlerini, kendisinin koyduğu (ya da dolaylı olarak benim- sediği) bir amacın (: bir varolmayanın, bir "hiç"in) belirlemesi; yani kişinin, istediği, tasarımladığı, ama henüz varolmayan bir şeyi gerçekleştirmek üzere eylemde bulunması, onun özgürlüğünü ifade eder.
Sayfa 6 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Özgürlükten ne anladığımızı belirlemeden, insanın özgür olup olmadığı sorusunu yanıtlamaya kalkışmanın havanda su dövmek olduğuna, 18. yüzyılda bir filozof -David Hume- dikkati çekmişti. Özetle şöyle der Hume: "Özgürlük'ten, yalnızca "istemenin belirlemelerine göre eylemde bulunma ya da bulunmama gücünü" anlarsak, özgürlük vardır, demektir; ama özgürlük'ten, isteme belirlenmeden eylemde bulunmayı -nedensiz eylemde bulunmayı, ya da bir şey istemeden, rastgele eylemde bulunmayı anlarsak, o zaman "özgürlük yoktur" denebilir. Hume'un bu dikkati çekmesinden, -yine bir-iki filozof dışında-bir şey öğrenen pek olmamıştır. Öğrenenler arasında Kant'ı görüyoruz (18. yüzyılda). Felsefe tarihinde ilk defa Kant, "insan özgür müdür, değil midir?" sorusunun neden bilgisel bir yanıt alamayacağını göstermeye çalışır ve çıkar yol olarak, özgürlüğe ilişkin so- ruyu değiştirmeyi bulur. Kant'a göre özgürlük bir idedir, insan aklının ürettiği bir fikirdir: insanın sahip olduğu, bir ola- nağa ilişkin bir fikir, insanın istemesini -yani insanlar yaşarken istediklerini- eğilimleri, çıkarları belirleyebileceği gibi, (saf) aklın ürünü olan, "ahlâk yasası" dediği bir yasa da belirleyebilir.
Sayfa 5 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
Reklam
Tür olarak insan özgür müdür? Ta İ.Ö. 4. yüzyıldan bugüne dek filozofların çoğu sormuştur bu soruyu. Kimi filozof "insan özgürdür" ya da "istemesi özgürdür" diye yanıtlamış, hatta "özgür olmaya mahkûmdur" diye yanıtlayanı da olmuş; kimi "özgür değildir" demiş, kimi de "insan özgürleşebilen bir varlıktır" demiştir. Hepsi de, bu birbirine ters düşen yanıtlarını az ya da çok haklı çıkarabilecek nedenler göstermiştir. Felsefe tarihinde özgürlük sorununu izleyen için durum, ilk bakışta, çıkmaza girmiş gibi görünüyor. Ancak bu yanıt- ları, kendi çerçeveleri içinde (filozofların görüşlerinin bütünlüğü içinde) ve ilgilerinde incelediğimizde, neyi öğrenebiliriz? Bundan öğrenebileceğimiz bir şey: bu sorunun, böyle sorulduğunda -yani "insan özgür müdür, değil midir?" şeklinde; ya da "özgürlük var mıdır, yok mudur?" şeklinde sorulduğunda- bilgisel bir yanıt alamıyacağıdır. Özgürlük'ten neyi anladığımıza bağlı olarak, insanın özgür olduğu da, özgür olmadığı da savunulabilir. Bu da, özgürlüğe ilişkin sorduğumuz soruyu değiştirmek gerektiği -yani "özgürlük var mıdır?", "insan özgür müdür?" yerine ilk önce "özgürlük nedir?" sorusunu sormak gerektiği- sonucuna götürür.
Sayfa 3 - Türkiye Felsefe KurumuKitabı okudu
...özgür kişilerin yetişmesini sağlayan, en başta, başka özgür kişilerdir.
" insanın varoluşu ne olduğundan önce gelir" Sartre
"Özgürlük, insanın gönlünde var olmuş bir var olmayandır."
Reklam
117 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.