Bir topluluğun ulus birliğini oluşturabilmesi için, soy-ırk birliğini aşmış, en azından bireyin ekonomik evrimini tamamlayarak özgürleşmiş olması gerekir.
Parlamento, siyasal partiler, genel oy, toplumun tüm sınıflarına değil, belirli bazı sınıflara açık ve emekçilere kapalı ise, orada ancak biçimsel bakımdan demokrasiden söz edilebilir.
İnsanlığın gelişmesi, belirli bir evreden sonra emeğin birleşmesiyle, bütünleşmesiyle, bu da emeği bölen, ayıran ırksal, dinsel, sınıfsal, ulussal özelliklerin aşılmasıyla olanaklıdır.
İnsanın bilgi ve becerisiyle bedensel gücünden oluşan emeğin ortak özelliği, insana ait olmasıdır ve yalnızca insana ait olmasıyla da emek, hayvansal ve mekanik güçten ayırdedilir.