Günümüzü, bir ulus devletin ya da toplumsal sınıfın üyesi olarak tanımlamadan tümüyle farklı, ortak toplumsal özdeşleşmelerle göze çarpan uyanmalar ya da yeni uyanmalar tanımlamaktadır. Bölgecilik, dil, kültürel varlık, kabile ya da etnik bağlılık, bir dinsel gruba adanmışlık, yerel bir cemaate bağlanma yeniden uyanmanın aldığı birçok biçimden bazılarıdır. Doğu ile Batı'nın her ikisinde ya da Üçüncü Dünya ülkelerinde bu yeni hareketlerin ya da bir başka deyişle şimdi canlanan eski moda hareketlerin tam bir listesini çıkarmak çok uzun zaman alacaktır. Bunlar devlet, özellikle de ulusal devlet (aslında söz konusu olan kavramsal devlet ise de) bunalımının önemli bir görünümünü oluşturur. Bence devlet bunalımı, sermayenin uluslararasılığı (ve onun ötesinde genel olarak dünyanın kapitalist ülkelerindeki ekonomik yaşamın küreselleşmesi) ile devletin dünyamızda var olan tek siyasi sistem olduğu düşüncesi arasındaki çelişkinin ürünüdür.
(Tanıtım Bülteninden)