Ulysses Sözleri ve Alıntıları

Ulysses sözleri ve alıntılarını, Ulysses kitap alıntılarını, Ulysses en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bazı yaralar ancak sevgi merhemiyle iyileşebilirdi.
—Bir de söylemek istedim, dedi, irlanda, derler ki, Yahudilere hiç zulmetmemiş olan biricik ülke olma şerefine sahiptir. Bunu biliyor muydun? Hayır. Nedenmiş, biliyor musun? Parlak gün ışığında kaşlarını haşince çattı. —Neden, efendim? Diye sordu Stephen, gülümsemeye başlayarak. —Zira, onları hiç içeri sokmamış da, dedi Mr. Deasy ciddiyetle.
Sayfa 126
Reklam
Stephen defterin kenarlarına dokundu. Nafile. —Şimdi bunların nasıl yapıldığını anladın mı? Diye sordu. —On birden on beşe kadar, diye yanıtladı Sargent. Mr. Deasy bunları karatahtadan kopya etmemi söyledi, efendim. —Bunları kendi başına yapabilir misin? Diye sordu Stephen. —Hayır, efendim. Çirkin ve nafile: Zayıf boyunlu, kirpi saçlı, bir de mürekkep lekesi, sümüklüböcek izi. Gene de bir kadın onu sevmiş, kucağında ve yüreğinde taşımıştı. O kadın olmasaydı, bütün dünya onu kemiksiz bir salyangozu ezercesine, ayaklarının altında çiğner geçerdi. Kendi bedeninden ona aktardığı özsüz, sulu kanını sevmişti. Gerçek bu muydu o halde? Hayattaki tek gerçek şey? Anasının tükenmiş bedeni üzerinden coşkulu Columbanus kendini kutsal ceht içinde aşırdı. Yoktu artık anası: Ateşte yanan bir çalının kıvranan iskeleti, bir gülağacı rayihası ve ıslanmış küller. Anası onu ayaklar altında çiğnenmekten kurtarmış, sonra da göçmüştü, gençliğine doyamadan. Cennete giden zavallı bir ruh: Kırpışan yıldızların altında bir çalılıktaki tilki, çapul kokan kızıl kürküyle, acımasız parlak gözleriyle toprağı eşeledi, dinledi, yerde bir çukur açtı, dinledi, kazdı, kazdı. Stephen çocuğun yanma oturarak problemi çözdü. Shakespeare'ın hayaletinin Hamlet'in büyükbabası olduğunu cebir yoluyla kanıtlıyor. Sargent eğik duran gözlüğünün ardından kuşkuyla baktı. Malzeme odasında hokey sopaları takırdadı: Dışarıdan bir topun kof sadmesiyle çağırtılar.
Sayfa 105
Umberto Eco, "Kusursuz Dilin Peşinde"yi yayımladığı günlerde yaptığı bir söyleşide altını çizmişti: "Yahudi düşmanlığının bir gerekçesi de dil kökenlidir. Yahudiler kendi aralarında, kimsenin ne anlayabildiği, ne de okuyabildiği bir dil konuşuyorlardı." Bir dilin ayrıcalıklı, özel, üstün olma vehmini bir başka dil, kültür, ırk için kuruntular besleyenler kurutmak istemişlerdir.
Sayfa 32
Bilmece, bilmece, bildirmece. Babam bana tohum verdi ekmece. Talbot kitabını kapattığı gibi çantasına sokuverdi. —Hepsini dinledim mi? Diye sordu Stephen. Evet, efendim. Onda hokey var, efendim. —Yarım gün, efendim. Perşembe. —Bir bilmecem var, kim bilebilecek? Diye sordu Stephen. Hepsi, kalemleri takırdata, sayfaları haşırdata, kitaplarını toplayıp kaldırdılar. Bir araya toplaşarak çantalarının askılarını taktılar tokalarını tutturdular, hepsi birden sevinçle yaygarayı bastılar: —Bilmece mi, efendim? Bana sorun, efendim. —Ay, bana sorun, efendim. —Zor olsun, efendim. —İşte bilmece, dedi Stephen: Horoz öttü Gök maviydi: Cennetteki çanlar On ikiyi vuruyordu. Bu zavallı ruhun artık Cennete gitme vakti gelmişti. Bilin, nedir? —Nedir, efendim? —Gene, efendim. Biz işitmedik. Dizeler yinelenirken çocukların gözleri irileşti. Bir sessizlikten sonra Cochrane dedi ki: —Nedir o, efendim. Bizden pes. Stephen boğazı kaşınarak, yanıtladı. —Tilki büyükannesini bir çobanpüskülü çalısının dibine gömüyor. Stephen ayağa kalkarak asabi bir kahkaha patlatınca çocukların bağrışları hayal kırıklıklarını yankıladı. Kapıya bir değnek vurdu ve koridordaki bir ses ünledi: —Hokey! Çocuklar sıralarından yan yan çıkarak, onların üzerinden aşarak dağılıverdiler. Çabucak gitmişlerdi; malzeme odasından hokey sopalarının takımlarıyla bir ayak sesi seli ve bağırtı yaygarası taşmaktaydı.
Sayfa 102
—Kalbimin kalbi, olsaydı daha Sererdim dahasını ayaklarının altına. Sonra, Stephen'a dönerek dedi ki: —Vallahi, Dedalus, meteliksizim. Bi koşu okuluna git de biraz para getir bize. Zira bugün ozanların kafayı tütsüleyip ziyafet çekmeleri şart. irlanda bu günde herkesin görevini ifa etmesini bekliyor.
Sayfa 77
Reklam
—Ben daha mutluyum senden, dedi. Pek çok hata yapmışız, pek çok günah işlemişizdir. Bu dünyaya günahı bir kadın getirmiş. Şöhreti şaibeli bir kadın, Menelaus'un, onu terkeden karısı Helen uğruna, Yunanlılar on yıl boyunca Truva'da savaştı. Yabancıları ilk kez burada kıyılarımıza sadakatsiz bir kadın, MacMurrough'nun karısıyla karısının dostu Breffni prensi O'Rourke getirmişti. Parnell'i gözden düşüren de bir kadındı. Pek çok hata, pek çok kusur ama bir tek günah yok. Hayatımın şu son günlerinde dahi mücadelem devam ediyor. Olsun, hak için sonuna kadar mücadele edeceğim. Ulster savaş verecek Ulster hakka erecek.
Sayfa 122
To learn one must be humble. But life is the great teacher.
After God Shakespeare has created most…
+1
Bir adam sevgiyle okşamak yerine elini bir kadına şiddetle kaldırıyorsa rezil mi rezil, beş para etmez, adi bir adam olarak anılmayı kesinlikle hak eder.
Sayfa 313 - Kafka Kitap, çev: Fuat SevimayKitabı okudu
Reklam
Kaçtığını sanıyorsun ama dönüp geldiğin yer kendi benliğin. Gittiğin en uzak yolun sonu hep eve dönüşün.
Sayfa 331 - Kafka Kitap, çev: Fuat SevimayKitabı okudu
bir adam ömrünü kadını için hiç karşılık beklemeden feda ediyorsa işte gerçek aşk budur
Sayfa 642 - Kafka Kitap, çev: Fuat SevimayKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.