Buzlar Ülkesi

Ulysses Moore 10

P. D. Baccalario

Quotes

See All
Zamanın nasıl geçtiği sizi ilgilendirmiyorsa bütün zaman kapılarını açan anahtarı ne yapasınız?
Marius VoynichKitabı okudu
Ulysses Moore - Buzlar Ülkesi
“Güneş ışınları kötü bir şeyin habercileri gibi bulutların arasından sızıyorlardı. Az sonra tamamen yokluğa karışacaklarını biliyor gibi bir halleri vardı.”
Sayfa 161 - Doğan EgmontKitabı okudu
Reklam
Ulysses Moore - Buzlar Ülkesi
“Zamanın akıp gitmesi değil, Kemiren hayatı ve sevgiyi. Ne de sözlerin değişmesi Söndürebilir... Şiir üç nokta işaretiyle son buluyordu. ‘...benim kalbimi,’ diye ezbere okudu Nestor. Zihninin en ıssız köşelerinden şiirin sonunu bulup çıkarmıştı.”
Sayfa 283 - Doğan EgmontKitabı okudu
Ulysses Moore - Buzlar Ülkesi
“Ciğerlerinde kalan azıcık havayı da harcadıktan sonra, kar minaresinden yükselen ve buzul rüzgarlarında yokluğa karışan kederli ezgileri dinlemek için durdu.”
Sayfa 185 - Doğan EgmontKitabı okudu
"Hayaller ve bilgece sözler çoğunlukla kol kola yürürlerdi."
Ulysses Moore - Buzlar Ülkesi
“Ustaların sırrı çok basitti: hatırlamak. Ama hatırlamak yola koyulduğun anda unuttuğun bir mücadeledir: zaman her şeyi hatırlayamaz. Yanında götüreceğin şeyleri seçersin ve geri kalanları ardında bırakırsın. Hayatta kalman için gereken şeyler vardır, yok etmen gereken şeyler vardır. Bundan fazlasını bilmeyiz. Ama neyi hatırlamak istediğimizi nasıl seçeceğiz? Bunun bir kuralı yok. Şairler güzelliğin, aşkın, duyguların veya acıların hatırlandığını söylerler. Ressamlar renkleri ve geceyi hatırlarlar. Müzisyenler sesleri ve bütün seslerin en güçlüsü olan kalbin atışlarını hatırlarlar. Belki de asıl sır budur: kalbinin sesini ve onu büyük bir hızla attıran şeyi hatırlamak.”
Sayfa 271 - Doğan EgmontKitabı okudu
Reklam
Ulysses Moore - Buzlar Ülkesi
“Onlar tarihin ilk vakitlerinde, zamanın bir mekanizma değil, felsefi bir husus olduğu günlerde yaşamışlardı. Onlar bir deniz kavmiydi. Ama ustalar sadece kapı yapmıyorlardı: onlar hikayeler de anlatıyorlardı. O günlerde başka hayali halklar da vardı. Bazılarına ‘melekler’ deniliyordu, bazılarına ‘periler’. Bazıları günümüze kadar yaşamayı başardı, bazıları başaramadı. Yaşamayı başaranlar hafızalarda yer edenlerdi. Yaşamayı başaramayanlar ise isimleri hafıza labirentinin en ıssız ve en karanlık tünellerinde yitip gidenlerdi. Labirent her birimizin içinde uzanıyor. Kapıların ustaları bu labirenti iyi tanıyorlardı. Bu yüzden kapıları yapmak ve onları birbirine bağlamak için labirenti kullanmayı uygun görmüşlerdi: hatırladığımız veya başkalarının bizim için hatırladığı şeyler sayesinde bir yerden başka bir yere seyahat etmemiz mümkündü. Bir yerden bir yere sadece hayal gücümüz vasıtasıyla veya başkalarının hayalleri vasıtasıyla yol alabilirdik.”
Sayfa 267 - Doğan EgmontKitabı okudu
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.