(Kur'an'ın Kökeni-3)

Ümeyye B. Ebi Salt'ın Şiirlerinden Kur'an'a

Arif Tekin

Quotes

See All
Maddi çıkarlar günümüzde de devam etmiyor mu?
Anlatılanların masal olduğunu söyleyenler çoktu. Özellikle Mekke döneminde Kur'an'daki kıssalar anlatıldı ve bir azınlık dışında kimse de inanmadı. Medine'ye geçince başlatılan talanlar, ganimet ve cariye formülleriyle hakimiyetini kurdu. Yani ona kazandıran sağlam bir proje değil; vadettiği maddi çıkarlardı.
Varaka'nın ölümü sonrası
Varaka'nın ölümüyle birlikte bir süreliğine vahiyler kesilir. Ardından Cebrail yine devreye girmiş olur. Hz. Muhammed'in en önemli danışmanı Varaka vefat edince vahiy kesilir dedik. Bu yüzden çok zorda kalır. Varaka'nın ölümünden sonra Hz. Muhammed belli bir süre, "Ey ahali! Bugün Cebrail geldi şunları şunları getirdi... " diyemez olur. O sırada defalarca intihara kalkıştığı rivayet edilir. Bazı rivayetlere göre deniliyor ki: Birkaç gün Muhammed'in parmağı ağrıyormuş da bu yüzden vahiy gelmemiş. Bu komik bir şey! İntihara kalkışma nedenini Buhari'den dinleyelim: Varaka vefat edince vahiy kesilir ve Muhammed çok üzülür, birkaç kez yüksek dağların tepesine çıkıp intihar etmek ister. Ancak her defasında Cebrail gelip ona moral verir, sen gerçekten Allah'ın elçisisin, yapma etme der, onu intihardan vazgeçirir. Buhari, Hz. Muhammed'in defalarca intihar teşebbüsünde bulunduğunu ve Varaka'nın ölümü yüzünden bunu yaptığını açıkça belirtmektedir.
Reklam
Süper bir analiz. Arif Tekin bu sefer hakkını vermiş
İmriü-l Kays'ın şiirinde, "Kıyamet saati yaklaştı, ay yarıldı" ifadesinin aynısı Kur'an'da da geçiyor. Üstelik ay anlamına gelen Kamer kelimesi ilgili surede geçtiği için o bölümün adı Kamer suresi olmuştur. İmriü-l Kays'ın şiirinde, "Yer o müthiş sarsıntısıyla sarsıldığı, içindekileri çıkarıp attığı zaman" ifadesi yer alır. Bu cümle olduğu gibi Kur'an'da da geçiyor. Şiirde zilzal (deprem) kelimesi geçiyor. Bu zilzal kelimesinin içinde geçtiği surenin ismi de Zilzal konulmuştur. Abdurrauf Münavi (h.952-1031) İmriü-l Kays'ın bu şiirden bahsederken "Kur'an henüz Muhammed'e inmeden İmriü-l Kays onun ayetlerini telaffuz etmiştir" diyor. Demek ki İmriü-l Kays keramet sahibiymiş, Hz. Muhammed'e inecek olan ayetleri önceden bilirmiş! Aslında Münavi'nin burada: "Kur'an'da geçen bu bilgileri İmriü-l Kays gibileri daha önce söylemişler, Muhammed ise onlardan duymuştur... " diyebilecekken; bu inanılmaz yorumla kendini boşa düşürmüştür.
Sayfa 16 - Abdurrauf Münavi, Feydü-1 Kadir, c.2/187.Kitabı okuyor
Süryanice
Ümeyye, Araplarda kullanılmayan bazı yabancı kelimeleri (Farsça, Süryanice gibi) şiirlerinde kullanmış. Hz. Muhammed de onları alıp olduğu gibi işlemiştir.
Hz. Muhammed'in bilgi alışverişinde bulunduğu birçok yabancı köle, Tevrat ve İncil'i iyi biliyorlardı. Hz. Muhammed sıkça onlara uğrar, Tevrat ve İncil'den bilgi alırdı. Yine kendisinin bir iki sefer Şam tarafına gidip (kim bilir belki defalarca gitmiş, çünkü İslam tarihi taraflı yazılmıştır) Papaz Bahire ve Nastura ile ayrı tarihlerde buluştuğu bilgisi de mevcuttur. Hem Selman-i Farisi (Özellikle Medine döneminde) hem de Hatice'nin (işin başında Mekke'de), Muhammed'in üstündeki emekleri de göz ardı edilmemelidir. Keza dönemin şairlerinden de yararlandığı tartışmasızdır. Yine Mekke'deki meşhur "Hilfü-l fudul" adındaki insan hakları teşkilatına sıkça gidip bilgi toplaması da önemlidir.
Eskilerin masalı
Hz. Muhammed'in günlük siyaseti dışında Kur'an'da geçen çoğu hadiseler ondan önce halk tarafından zaten biliniyordu. Hz. Muhammed böylesine zengin bir bilgi birikiminin var olduğu bir dönemde yaşamış ve hele hele söylediklerinin çoğu da ya Tevrat'tan ya da İncil'den olunca; o zaman bilgi sahibi olan insanlar, 'Muhammed Kur'an ayetlerini birilerinden alıp kendisi indiriyor; ancak Cebrail getirdi yakıştırmasında bulunuyor' diyorlardı. Bu mealde Kur'an'da birçok ayet var. Yine Kur'an'da, "Şüphesiz biz onların (inanmayanların), Kur'an'ı ona ancak bir insan öğretiyor dediklerini biliyoruz" ayeti var (Nahl 103). Toplum Kur'an'da anlatılanların daha önce var olduğunu bilmeseydi bunu söylemezdi! Kur'an'da 9 yerde geçiyor ki, Muhammed ayetlerini topluma anlatırken; inanmayanlar: "Senin anlattıkların eskilerin masallarıdır" diyorlardı. Yani toplumun bu eski masallardan haberi vardı.
Sayfa 21 - 24 Furkan suresi, ayetler 4-5. 25 En'am suresi 25, Enfal 31, Nahl 24, Mü'minun 83, Furkan 5, Neml 68, Ahkaf 17, Kalem 15 ve Mutaffifin 13. Tüm bunlarda inanmayanların Muhammed'e dediği, sen eski masalları anlatıyorsun ifadesi geçiyor. 26 MüKitabı okuyor
Reklam
Ebu-l A'la el-Maarri
Yeryüzünde iki çeşit insan vardır: Ya akıllıdır dini yoktur ya dindardır aklı yoktur. Sen peygamberlerin söylediklerini doğru sanma. Onların söyleyip satırlara (yazıya) döktükleri, yalan sözlerdir. İnsanlar daha önce refah ve lüks bir yaşantı içindeydiler. Peygamberler inanılması imkansız şeyleri getirip bu güzel yaşamı bulandırdılar. Şeriatlar aramıza kin soktu, çeşitli düşmanlıkları miras bıraktı.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.