Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162)

Kolektif

Öne Çıkan Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162) Gönderileri

Öne Çıkan Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162) kitaplarını, öne çıkan Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162) sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162) yazarlarını, öne çıkan Urfalı Mateos Vekayi-Namesi (952-1136) ve Papaz Grigor'un Zeyli (1136-1162) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"O zaman, onlar Şarktan Garba, Şimalden Cenuba kaçacaklar, fakat yeryüzünde rahat bulamıyacaklardır. Çünkü dağlar ve ovalar kanla dolacaktır. İşte, Peygamber Yeşua de-miştir ki 'onların atlarının ayakları dayanıklıdır.'
Sayfa 49 - Türk Tarih Kurumu - Ankara, 2009
Prensler ve reisler mürteşi* ve yalancı olacaklar ve rüşvet için fakirin hakkını ayak altına alacaklardır.
Sayfa 62 - Türk Tarih Kurumu - Ankara, 2009 *Mürteşi: Rüşvet yiyen
Reklam
Zelzele
Aynı yılda biz mahlûklar, Allah’ın gazabına uğradık. Allah herşeye muktedir olan kuvvetiyle öfkeli bakışlarını mahlûklarına çevirdi. Bunun gibi ilahi gazap ne geçmişte ne de bizim zamanımızda görülmüş ve işitilmiş ve ne de kitaplarda okunmuştu. Derin bir uykuya dalmış bulunduğumuz bir sırada aniden müthiş bir gürültü koptu ve bütün dünya sarsıldı. Yeryüzü şiddetle titredi, kayalar yarıldı ve tepeler çatladı. Onlar canlı hayvanlar gibi ses çıkardılar. Dağların sesi, kulaklarda bir ordunun çıkardığı gürültüyü andırıyordu. Bu felaket esnasında herkes kendi hayatından ümidini kesti ve kıyamet gününün geldiğini zannetti. O gece bir çok şehir ve bölgeler harap oldu. Maraş’ın akıbeti o kadar feci olmuştur ki takriben 40000 insan telef oldu.
Maraş'ın akıbeti o kadar feci olmuştur ki takriben 40.000 insan telef oldu. Bu, çok nüfuslu bir şehirdi ve bu felaketten hiç kimse kurtulamamıştı.
Aynı yılda Malatya eyâletinde kuşlar arasında bir harp zuhur etti. Leyleklerle turnalar ve aroslar 139 toplanıp birbirine geçtiler. Turnalar leylekleri yendiler ve onları telef ettiler. Bun lardan ancak birkaç tanesi sağ kaldı.
Sayfa 275 - Türk Tarih Kurumu Yayınevi, 1987Kitabı okudu
Rubenien hanedanının beşinci prensi olan Toros II. O, önce babası Leon'la beraber İstanbul'da hapsedilmişti. Fakat Leon'un ölümünden iki yıl sonra kaçmağa muvaffak olup bir tacir sıfatiyle deniz yolu ile Antakya'ya gelmiş ve Toros dağının geçitlerine iltica etmiştir. Toros, orada hüviyetini bir papaza anlatmış ve onun evinde saklanmıştır. Diğer bir hikâyeye göre papaz, onu bir çoban kıyafetine sokmuştur. Aynı papaz, genç Ermeni prensi nin geldiğini Toros dağları ahalisine haber vermiştir. Greklerin yaptıkları zulümden dolayı sabırsızlıkla istiklâllerini beklemekte olan ahali, 10,000 kişi oldukları halde Toros'un etrafına toplandılar. Toros, bunların başına geçip Greklere yaptığı hücumlarla atalarına ait olan birçok şehir ve kaleleri zaptetti. Bu sıralarda onun Stefane ve Mileh ("Milo", Guill. de Tyr. XX, 25; veya "Meslier", Frans. terc.) adlı iki kardeşi ortaya çıktı. Bunlar, Urfa'nın zaptı esnasında kaçmışlardı. İki kardeş, Toros'la birleşip Grekleri Kilikya'dan tard etmek işinde bütün gayretlerini sarfettiler. Çamiçyan, c. III, s. 63-64. (ED. DULAURIER).
Sayfa 305 - Türk Tarih Kurumu Yayınevi, 1987Kitabı okudu
Reklam
49 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.