Kendimi bir sandalyeye atıp bir süre düşüncelere daldım. Düşüncelerim kesinlikle rahatlatıcı değildi. Bin bir türlü muğlak ve göz yaşartıcı hayal, ruhumu ele geçirmişti - hatta aklımdan intihar etmek bile geçti; fakat apaçık ve hazır olanı reddedip uzakta ve belirsiz olanı yeğlemek, insan doğasının sapkınlığının bir özelliğidir. Böylece, tekir kedi halının üstünde şevkle mırlarken ve su köpeği masanın altında durmadan hırlarken, ikisi de akciğerlerinin gücü nü sergilemek suretiyle benim pulmoner yetmezliğimle açıkça alav ederlerken, ben intiharı vahşetin doruğu olarak görüp ürperdim.
''İnsanın kalbi buz kesiyor, bunalıyor, hastalanıyordu - öyle telafisiz bir düşünsel kasvete kapılıyordu ki, hayal gücünün hiçbir teşviki ve işkencesi buna ulvi bir nitelik katamazdı.''
İnsanların şaka yaparak mı şişmanladıklarını, yoksa yağın kendisinde mi şaka yapmayı tetikleyen bir şey olduğunu bir türlü çözemedim ama sıska şakacılara dünya üzerinde az rastlandığı kesin.