🥀Merhum üstad Ali Ulvi Kurucu’nun meşhur bir alim olan dedesi Hacı Veyis Efendi ibadetler ve İslami edepler konusunda son derece hassastır.
🥀Ali Ulvi Kurucu çocukken bir gün dedesine sorar: “Dede, sizin abdestiniz bizimkinden çok farklı oluyor, siz abdesti çok uzun alıyorsunuz. Niye böyle oluyor?”
🥀Şöyle cevap verir: “Oğlum ben abdest suyunu semadan inen manevi bir bulut olarak kabul ederim. Semalardan bir manevi bulut geliyor, günahlarımı yıkıyor… Senin günahın yok, onun için şimdi senin bunu hatırlamana lüzum yok. İleride lazım olur diye söylüyorum.”
🥀Bunu anlattıktan sonra Ali Ulvi Kurucu şöyle diyor: “Onun bu cevabını işitmek için bu suali defalarca sormuştum.”
🥀Abdestten sonra elini yüzünü kurularken de önce şahadet getirir sonra da şöyle dermiş: ”Rabbim ne güzelsin, sana kul olmak ne güzel şey… Mümin kullarına farz kıldığın vecibelerin her biri birer bahar, her biri birer kar, her biri birer vakar.”
🥀Merhum Hacı Veyis Efendi’nin abdest alırkenki bu halet-i ruhiyesi abdesti sıradan bir temizlik olarak görmediğini, bir ibadet olarak onun şuuruna erdiğini ve abdestin zevkine vardığını gösteriyor.
Bir ay önce büyük bir heyecanla başladığım ama bir türlü okuyamadığım bu inci tanesini bir hafta sonu nöbetinde bitirmek umuduyla....yeniden bismillah.
" insanın gözleri, bugün de öyle ihlâslı ve candan alâkalar,yakınlıklar görmek istiyor..."
(Syf,159)
Dedem ,davetlere ziyafet için gitmezdi, irşad için giderdi ."Oğlum Hadis-i Şerif var," derdi; "Hediyelerin en güzeli hikmetli bir söz ,bir nasihattir. Sözlerin en güzeli de Allah ve Resulullah (sav) kelâmıdır." Bir kimseye bilmediğini öğretmek, bildiğini hatırlatmak, kalbine bir ışık damlası düşürmek ,Bir kıvılcım, bir alev koyabilmek, benim için en büyük kazançtır .
Safahat'ı sadeleştirelim, diyorlar. Bunu siz yapsanız, iyi olmaz mı?" diye soruverdi Ali Yakup bey.
İhsan Efendi tebessüm etti:
"Hazret, o zaman sade su olur yahu" dedi. "İçinde tane kalmaz. Sade su beslemez. Çorbanın içinde tane olmalı.. Artık bu millet,
Safahat'ı da anlayamayacak bir hale gelecekse; gitsin de, Allah yeniden bir millet getirsin yahu!"
Bu seri hiç bir hatırata benzemiyor.. Bir örnek vereyim; Minare görünce Salavat çekerek Peygamberimizi hatırlama yönetimini öğreten kitap.. Akıcı bir dil, sonra ne yaşadı ya da ne diyecek diye merak ederek okunan bir kitap..